OĞUL
(Lebdeğmez)

Şu yalan dünyanın olur her rengi
Uzak dur kirletir karası oğul
Değil ise yârin gönlünün dengi
Yanar yüreğinin çırası oğul

Cesur olan yürek aciz değildir
Gönlü talan eden haciz değildir
Senedi yok lakin ucuz değildir
Hayat okulunun kirası oğul

Alın yazısının yoktur silgisi
Eceldir hayatın tek yenilgisi
Terk eder insanı kendi gölgesi
Hiçliktir insanın darası oğul

Huyu suyu güzel ile yoldaş ol
Gülistan değildir arsızdaki yol
Aşk ile atarsa göğsündeki sol
Gör hele dağlanan neresi oğul

Kırılgandır gönül köşkü naziktir
Güzel ahlak en değerli azıktır
Sadakat yok ise aşka yazıktır
Acıtır ihanet yarası oğul

İnsan ne ederse kendine eder
Günahsız olan kul cennete gider
Yüreksizse insan ancak kin güder
Kahrolsun cahilin töresi oğul

Yaşın ister elli ister yüz olsun
Gittiğin yol yokuş değil düz olsun
Dilinden dökülen doğru söz olsun
Sınırlıdır hayat süresi oğul

Dürüst ol yeter ki dürüstçe yaşa
Lezzet yağar helâl kaynayan aşa
Hakk ol derse cansız kayaya taşa
Örter sırlarını Hira’sı oğul

Irak değil ahir görünür durur
Gözyaşı sel olur okyanus kurur
İnançlı kulları Yaradan korur
Hayat kaş ile göz arası oğul

Ananı atanı dinle yakın ol
Yen içinde kalır kırılan her kol
Sırt sırta aşılır en dikenli yol
Ders olsun karınca köresi oğul

Köhne handır dünya gelir de geçer
Kısa yolculukta ne dertler açar
Sekerat anında gözler kan saçar
Yaklaşınca ecel sırası oğul

Dil keskin kılıçtır gönül yaralar
Adaletten şaşan giyer karalar
Yarın Hakk tartısı tek tek sıralar
Giz yoktur âşikar orası oğul

Ana duasını alan kurtulur
Seccadeye değen alın kurtulur
Hakk yoldaysa ayak yalın kurtulur
Yanıyor ananın şurası oğul

Azrail ansızın çıkarak gelir
Nurgül der canları yakarak gelir
Kul ecel terleri dökerek gelir
Kolay değil ahret sorusu oğul

Nurgül KAYNAR YÜCE / K. MARAŞ