4
Yorum
24
Beğeni
0,0
Puan
971
Okunma

-Yok hayır
öldükten sonra adım anılsın diye de yazıyor değilim-
Seher vakitlerinde aşk dağıtılırdı
her cana kesintisiz
Kimi bir tutam alırdı kimi avuç avuç
Kimi de
benim gibi nasipsiz
...
Aşk üzerine kafa yoranların
bize cümleleri değil
külleri lazımdı kadınım
...
Gerçekte tüm sevgimi
satırlara sürerdim kalemin ucuyla
Elimdeki nasır satırlarla boğuşmaktan değil
zihnimi çimdikleyip durmaktan ama
...
Okuduğun her satır bir şiirlik mesafeydi
Kalem heyecanlıydı sevgilim
Kelamı giyinmek
ya da soyunmak için
Neden gelmedin?
...
Geldiğini yazmıştı kalem
göğsüne satırların
-ben de ona çok güzel sarılmıştım-
Ama tuttu gidişini de yazdı
Allah onu beterinden saklamasın
...
Ne işe yaradığını unutmasaydık
keşke harflerin
Son seferlerini umursamazdın
belki trenlerin
...
Öğrendim ki sevgilim
Tek kişinin gücü yetmiyor
zincirleri kırmak için
...
Sen de düşünüyor musun
yarın bir gün
seni omuzlarında bir tabutta
taşıyacak insanlar
bugün senden habersiz
neyle meşgul oluyorlar?
...
Senin ömür dediğin
-tanıyorum onu-
akreple yelkovanın üzerimizde didişmesi
değil mi?
Belliydi
cennetten çıkarıldıktan sonra zaten
hep boğazımıza düğümleneceği
...
Bir
çocuklar bana bakıp gülümsediğinde
Rabbin beni sevdiğini anlardım
Bir de
sen sokağın başında göründüğünde
...
Sen gittin ya
kuşlar da gitti peşin sıra
bilinmez adreslere
Haberin yoktur diye söylüyorum
Yağmurlar da gitti
Yüzüme bakan herkes
bir seraba aldanıyor şimdi
...
Ben çoktan unutacaktım da seni
Kalemim direndi
Terliğim kapımın önü yufka yürekli çardağım
Yastığım okuma gözlüğüm çay bardağım
Hayret oysa giderken
yabancıymışız gibi
sen sarılmıştın
...
Sen bana en uzak ülkesin şimdi
yüz hatlarını çıkaramadığım gölgesin
Hatırlamıyorum uzun zamandır
tadı nasıldı
dudaklarının
Saat kaçta gelirdin mesela
ve tozu dökülür müydü eşiğime
ayakkabının
050621Râzı