3
Yorum
21
Beğeni
5,0
Puan
1046
Okunma

sabah serinliğinde utançlarım
sesimdeki yazlar uçup gitmiş
yaramaz martılar çalmış
elimdeki son simidin parçasını
hayaller ağır aksak tünemekte
yumruğumu bastırmışım göğsüme
hafif bir inilti gelmekte
gökle yer arasında ki
tüm dağları delmekte
acılanmış
küflü yüküm..
bedenimin gölgesi
bunalımların arasında cirit atmakta..
içimi kesen rüzgar
ufuk ötesine taşınmaktayken
uyan ey dilim
yırt içinde barındırdığın
kemkümsüz bohçanı
bak doğaya
arılar kovanında oğul vermekte
deste deste bal çal karnına
ki
tılsımlı ağızlarda
mayalansın insanlığın..
isyan başlatmışlar
oyacaklar irisini
gözlerin tutamaz
başkaldırmaya meyil etmiş yaşı
dizlerin ayrılacak dermandan
bakıp konuştuğun aynaların
kırıkları dolduracak avuç içlerini
gece tarayacak bundan sonra saçlarını
özün sözüne yeltenince
hile hurda karışacak
maviliğine..
pörsük pörsük kusacaksın alın yazını
tenindeki fay kırılacak
aklına ekilmiş mayınlar patlayacak bir bir
sütliman havalarda göreceksin dostlarını
sonbahar toplayacak
yazı kışı ilkbaharı..
tekrar annenin
rahmine gömüldüğünde
yeniyetmeliğinden yetmişine
bir film şeridi gibi geçeceksin..
senin için
mahşer günüdür bugün
bencil oltana takılacak
ettiklerin
ve edemediklerin..
5.0
100% (4)