3
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
1331
Okunma

bana öyle bakmayın bayım
uzaktan ve yabancı olmayın.
fısıldamayı düşündüğünüz şarkıyı
anlamsız da olsa cümleler senfonisini...
anamın kamburundan silkelenen
takatsiz, sessiz harfler kolonosi yalnızlığıma eşlik eden,
özgürleşen ruhumla bütünleşen...
dilime pelesenk
depresif karınca hırçınlığım kıyam gerektirirken
çiğnediğim tütün acısı acım...
acım, içimde çöreklenen nöbet kuşları gibi nefersiz...
bayım
o soğuk ellerinizin
çoğalarak aydınlanan avuç içini
üşümüş parmak uçlarınızı uzatın
ısıtsın sıcaklığım
ben, temmuzun terleten ikindi saatinde
nergis çiçeklerini bir bir toplarken
bakire zeytin ağaçları arasında
benim olmayan gölgelere sırnaştım
benim olmayan kahkahalara yeltendim
benim olmayan entariler giydim, soyundum
güllük, gülistan oldu
çehremin pembeliği...
karanlığın ışıttığı
gönlüme yansıyan upuzun geceye yürüdüğümde
kalbimin nakaratları arasına sıkıştırdım dut kokunu...
hışırdayan yapraklar kadar yeşilken gözlerim
yalpalarken, titrek, kaskatı kesilen dudak solfejimi
ısıran çıngıraklı yılanlar kadar acımasız...
büyücülerin kesilmiş tırnakları arasına biriken günahları
demir kapana yakalanan vahşi çığlıklar eşliğinde
işgal edilen topraklarım...
katliam çadırından yükselen dağlanmış mührünü basarken hücremin soysuzluğuna...
hey hat! acıma!
sarıldım mı kır kemiklerimi!
5.0
100% (10)