Güzel gözlerinden yıkaya kendimi
ışıldayan bir nur ile
gözlerin gözlerime bakıyor
Öz’ün üzülme diye
sizlerin bir alev gibi içimi yakıyor

dön dolaş
yine seni gör
yak yak yak
hayalin elinden alarak bir kilim
üstünde kendini kendinden bilerek
düşünmez
Rana bir Elmas iken

düşürüp de yahu yak yak yak

bir dünyaya sığmayan bir alev gibi üstünde
bir inek Bir ineğe Çubuk arası bir yakınken
elin fare tutsun geviş getiren ağzına sözüm olsun
yak yak yak
bir derde deva iken sözlerin
Elmas gibi rahmansın
Yamadan tutayım döküntüleri kaşım gözüm
Bir elim Bir elinle gözümdedir
bir gözüm gözüne bakar
göz gözü görsün yeterli
sen benim hoşuma gider
gönlüm gönlümü görsün
setre ile bir akıt yak Elmas gibi
rahnasından dertlerinin
bir misin sarısında sana bir inek olmak
gibi gibi yak bir etraf ha bir de kendime bak
elim avucunda hoh hohluyarak okuyarak bir de kendimi bir günlük

yazdırırken sana hayal ediyorum siz olsun film avucunda
hayal Aşkın günümde hizar Ken
Doğan güneşin
gönlümde yanarken narında arıyım
bir avuç bal için gönlünde sarıyım geç
gönlünde sarıyım
bir buğday başağı gibi hatırlıyorum üstüne izin
anlayan şey olmayan göğsünün
sen kendini arayan sizin üstünde bir bağırıyorum
sükutun da senin seyre Dalan
serisi ruhunda bir Elmas gibi Rana sında gözlerinin
uç
gelsin de bir uçgen kalsın
yak yak yak
elveda yemeye sana satıl
uyuyana benzetti görsem seni

sözde uryan iken sizin bir etrafım dikenle
sarılmış Gül ile sana narin narin
bir bardak üstünde sana kendimi bildirmezem
kata Birgül koşuda kimin haddine senin sana bildiren
yak yak yak


Yunus tapancı