Islak bir beddua vaveylâsı
Vurdu dehlizlerin loş kıyafetine
Bulutlar aşırmış kendini bana
Akıntıların suya sepeti sayılır bugün
Aşkın yakasında güneşe çekilmiş ihtarlar
Mizan defterinde sakar bir gülücük esmasında
Boyalı bir dokunuş sarılı bezlerle
Ölüm bir dikeni vuslat şarkılarında arayan
Ve aklımın saatli tüccarlarına dimağla adayan
Ateşli aynalara vurulmuş tükürük kanterleri
Feri bir bilmeceyi andıran vakitsiz ağlayışlar şehri
Kör bir yalana uyarlanınca yıldızlar
Gençliğim aklımın gözlerime ağırlanan
Bir ölüyle dansında şakırdayan solucanlar
Mavi bir gökyüzünü kemiren
Köhnemiş bir karıncayı yuvasına adapte eden şey nedir heyhat?

Uçurum bedihi bir yılandan savrukken
Bade dökerken kangren tutmuş bardaklara
Ve sırdan utanmış bir narene
düğmesiz bir çiçeği kül ederek benzine gôtüren yoldan
Kim ki
Senin için kemikleri görünen bir ruhu
Oyun diye oyuk bir gıptaya çeviren bir şarkıdır
Seni kendine sızdıran
Şahdamarına dokun diyedir
Asaleti y/okluğun öbür adında g/izli bir ezgiyken

Gezgin imgeler....