Bir yol var ki sorulur ense sılasından
Neresi ıslak diye amazonlara dizilir y/adı
Işıklar yaren kalır dilsizlere
Sukut bir oyunu bozarken durulur sözcüklerde.
Korku yanağında beklerken
Cevazı ölüm kokan bir kaldıraç misali
Vurulur taşlara rengarenk oyuncaklar
Gölge gibi bir kaprisli tuvali
Güneşe vurulmak gibi
Ağlayışlara uzun gömlekler iklimlenir
Kilimler vucût bulur
Dalgalı göğüslerde saatler
Durur
Uçuruma meraklı sütler için.
Vaktine sığınmış bir yaprak rüzgarın esiridir
Esintisidir
Yelken vurur sözlerime
Vaveyla mavi kalır mı közlerime.
Eksik iki harf içinde
Bir yol var ki sorulur ense sılasından...

Kırmızıya telaffuz eden bir tefekkür
Cennet ile cehennem arasında ince bir kaldıraçtır...
Yani düşünce düşünce büyüyen
Bir rüzgar gibi...

Nazlıdır yanakları güneşin çünkü
Açık teneffüslerde bir yağmur yağdırmaz ormanlar mesela
Kapalı gözler altında gezerken gemiler
Ölümü ölürken bir daha ahiretinde ...

Gezgin imgeler (YUNUS TAPANCI)