11
Yorum
26
Beğeni
0,0
Puan
921
Okunma

Edebiyat Dünyamızın değerli şairi Cemal Safi üstadımızın "YA EVDE YOKSAN!" şiirinden esinlenerek, nazire olarak kaleme aldığım bir şiirdir.
Bu vesileyle kendisine Allah’tan rahmet ve mağfiret diliyorum.
YA EVDE YOKSAN!
Aşkınla ne garip hallere düştüm.
Her şeyim tamam da bir sendin noksan,
Yağmur yaş demeden yollara düştüm.
İçim ürperiyor,ya evde yoksan.
Elbisem gündelik,pabucum delik,
Haberin olsa da sobayı yaksan.
Yağmur iliğime geçti üstelik,
İçim ürperiyor,ya evde yoksan.
Sarhoşsan kapıyı çaldığım anda,
Fahişeler gibi açık saçıksan,
Bir de ufak rakı varsa masan da,
İçim ürperiyor,ya evde yoksan.
Bakkala gitmeme lüzum kalmasa,
Durumu anlardın,takvime baksan,
Allah vere misafirin olmasa,
İçim ürperiyor,ya evde yoksan.
Kıvırcık marulun vardır inşallah,
Bir salata yapsan,bol limon sıksan,
Senin de iştahın iyi maşallah,
İçim ürperiyor,ya evde yoksan.
Sabahlara kadar içsek,sevişsek,
Ne ben işe gitsem,ne sen ayıksan,
Derin bir uykunun dibine düşsek,
İçim ürperiyor,ya evde yoksan.
Ne kadar üşüdüm,nasıl acıktım,
İlk önce sıcacık banyoya soksan,
Sanırsın şu anda denizden çıktım,
İçim ürperiyor,ya evde yoksan.
Yanlış mı aklım da kalmış acaba?
Muhabbet sokağı numara doksan,
Boşa mı gidecek,bu kadar çaba,
İçim ürperiyor,ya evde yoksan.
Ya yolu kaybettim,ya ben kayboldum,
Ne olur bir yerden karşıma çıksan,
Tepeden tırnağa sırsıklam oldum,
İçim ürperiyor,ya evde yoksan.
Cemal Safî
.
Ah be Azmi Abi, ne hâle düştük!
İtiraz etsene o surat varsa!
Mahşer dendiğinde az mı gülmüştük
İçim ürperiyor; ya sırat varsa!
Kim bilir şu anda ne durumdasın
İnkâr hakikatte bir intiharsa!
Zifirin bağrında, bodurumdasın
İçim ürperiyor; ya sırat varsa!
Ne bir tek pencere ne de bir delik
Kaybeden biz olduk, hayat kumarsa
Dostlarda kalmadı, gitti üstelik
İçim ürperiyor; ya sırat varsa!
Din’le kavgamızı kaleme alsam
Kâğıdın bir ucu uzanır Kars’a
Korkuyu kalbimden nereye salsam
İçim ürperiyor; ya sırat varsa!
Kimleri paylasam, atsam vebali
Günahım fazlaysa, noksanım ar’sa
Nasıl düşünmedik her ihtimali
İçim ürperiyor; ya sırat varsa!
Kaban mı koysaydık yoksa yanına
Belki çok üşürsün önümüz karsa
Muamele nasıl hezeyanına
İçim ürperiyor; ya sırat varsa!
Talibi hayli çok burda cennetin
Kaçırma, bulursan uygun bir arsa
Geçiyor mu sözü çekin, senetin?
İçim ürperiyor; ya sırat varsa!
Kapa istiyorsan kulaklarını
Duyduğun feryatsa, hep âh u zârsa
Düşündükçe şimdi kul haklarını
İçim ürperiyor; ya sırat varsa!
Aaah be Azmi Abi! Hapı yuttun sen!
Başında bekleyen bir canavarsa!
Beni de... beni de... çok uyuttun sen!
İçim ürperiyor; ya sırat varsa!
Dostlar pek meraklı; manzara nasıl?
Bir haber uçursan nâra kenarsa
Pek rahat değilim ben de velhasıl
İçim ürperiyor; ya sırat varsa!
Kâbustu gördüğüm dün gece düşte
Ne yapmam gerekir bu bir ihtarsa!
Yüreğim sızlıyor her düşünüşte
İçim ürperiyor; ya sırat varsa!
Acır mı hâlime. bakıpta bana
Muhammet Mustafa dostuna yârsa
Hakikat önümde, atmam yabana
İçim ürperiyor; ya sırat varsa
Kolay mı ateşte ebedi yanmak
Hüküm müebbetse, kesin kararsa!
Uyanmak gerekli, artık, uyanmak!
İçim ürperiyor; ya sırat varsa!
O safi Cemâl’e geç mi kaldım ne!
Huzurun adresi bir istiğfarsa
Sen beni korursun değil mi anne?
İçim ürperiyor; ya sırat varsa!
Mecit Aktürk