1
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1033
Okunma

her şey sessizlik içindedir
dökülürken dişlerim, aynı saatlerde
rüyanda emziriyorsun beni
ister isimsiz, unutulmuş
küçük mutlu,
istersen mutsuz milyonlarca benzerinden
parıltısını taşıyor alnı hasta dolu terler
gürültüleri susturmanın,
ağzımdan çıkanı ağlayabilmenin zamanı
ünü yücelsin pembe uçlarında alçaltıcı
sol yanında bir ben görkemli
sonsuzlukta lince doğru susuyorum
saklamak için gösterilen arzuları
gölgesiyle aldatıyor sonsuz bir sonlu
-yalnızca bu hastalığı senden alıyorum
ellerin turuncuya çalancaya dek
yığınlar halinde itiliyor içsel bilincim
farkında olmaktan hallice ben özgürdür
doğadan farksız sentezi çiğnenirken
ilişkilerin soyutlaması ucu kırık tırnağın
kırmızı renkte bir ojesine tav oluyor
kuşkusuz donanacaktır gölgesi
iyi niyetli gayretler yoracaktır
tek bir konudan kendi bilincine doğru
benzeriyle vurulduğunda adı insan
yalnızca günlerin sıkıntıları kalacaktır
kısır çaba duvarda
yoksulun dudağında kuruyacak andıdır
değer sana da günlerin sefaleti
en yüksek amacıyla vurulan zaman
umutsuzca bunu bilip kaplanır
sevgi dolu suskunluğun gürültüsünde
içine yerleşmesi ayrıca bir hastalık
değecek kadar varmadan farkına
birkaç zeytin, ekmek ve çay dolar
ağzının en işlek sokağına
milyonlarca benzerinin bilgisiyle acıyım
sayısız yenilgiler basit bir zaferarkası olur
omuzlarından yorulmaya başlarsın güne
oval bir parıltı sarılır siyah koltuğuna
gerçekdışı bir sonda tacını bulurum
duvardan geçer de senden geçmez
bir efendinin ayakbağı olur gözleri
besler sonsuz emellerini zorunlu haliyle
uzanıp dokunursan göğsünün sol yanına
bir ben bulursun isimsiz alın teriyle
iyi saklanmaktan gelmiştir,
kimse farkında olmadan çağırmış
yerine dağıtmışsındır ışığını gözlerinin
dünyanın kum saati boşaldı
asrın tüm çılgınlığı sustu
bir çabayı yalnız başına
içinde diyalektik bir tutku
olabilirlik ve olamazlık adına
sokağın tavanı kadar
ben de severdim seni
gölgenin yedi kat altına gömülüp
sessizlik ile adın çağrılmadan önce
ellerimle beslerdim kurumuş kalbini
mühür vurulmadan önce kapına
sert, daha sert çalardım kapını
gölgene sarılıp üşümeseydim eğer
fakat bilirsin ki,
her şey sessizlik içinde
kapatmadan onu
küçük mutlu bir ağızım
ağzınla ayır, öyle üfle,
doyur uzandığım gölgeni
5.0
100% (2)