2
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
935
Okunma
İstanbul süzülüyor gözümün önünden,
Dalgın dalgın
Loş ışıklar,
Uzun bir müddet sahilde bakıp kalakaldım.
Gemiler geliyor,
Gemiler gidiyor, sevdadan sevdaya
Sularda aynalar oynuyor,
Buz renkli bulutlar, denize akıyor
Yosun kokusu yakıyor içimi
Sular yüzüme çarpıp buz kesiliyor,
Buzlar ateş...
Kaybettim renklerimi
Bütün gün aynı caddelerde ağladım durdum
Herkes unutmuş, unutmamıştı beni yalnızlığım
Geçici bir heves olmadı hiç benimkisi
Aşksa aşk , acıysa acı
Yaşamam gerekiyorsa, yaşarım
Ölmem gerekiyorsa, ölürüm.
Öyle bir hâldeyim ki,
Sanki uykudan yeni kalkmış
Açmamalı aslında eski defterleri
Açınca kapanmıyor
İstanbul bunu hep yapıyor
Alıp alıp kalpleri, kıyıdan uzaklaştırıyor.
Sular ürpertiyor
Değdiğinde yakıcı tene
Her değdiğinde biraz daha
Yabancılaşıyorum kendime
Efsunlu bir sevgili gibi çekiyor
Hiç hissetmiyorum başka şehirlerde
İstanbul’daki gibi yalnızlığımı
Asil ve tek..!
Biraz,
Mutsuzluğumuzdan harcıyoruz
Biraz, yalnızlığımızdan
Saatler ilerledikçe,
Daha da fazlalaşıyor
Bir çay,
Ve çıkardım masaya
Yokluklarımı koydum.
Haydi,
Konuş benimle İstanbul
Çignenmemiş bur yolun kaldı mı
Ya da el değmemiş bir taşın..?
Yağmur gider bulut kalır
Sen gidersin, sensizlik kalır
Sebepsiz bir arayış belki de
Ölenler güzeldi
Bir kurşun bir kurşun daha
Dönmeli miyim, bilmiyorum
Tekrar aynı noktaya...
Kaç kişi bu kıyılarda,
Bu denizlerde öldürdü kendini
Ben de öldürmeli miyim..?
İçimdeki hep noksan
Hiç bir şey anlamadım,
Yaşamaktan...
Çıkardığım yangında
Ben de yanıyorum.
Batıyor ayaklarım bastıkça,
Ucu sivri taşlara.
Hep sızlarsın
Kıyısındaysan bir yüreğin
Ve
İstanbul’ un....
5.0
100% (6)