3
Yorum
12
Beğeni
0,0
Puan
876
Okunma

Kara kumun içinde yüzüyor
eteklere bulaşmış tuzlu suyun özgür yüzü
şehir poyraza yenik
sıradan limanlardır ağlayan
meşe gölgesinde, kondunun bahçesi
ceviz kovuğunu kıskanır İstanbul’da
Gülhane yanık şarkı söyler
Yaprakların hazin yankısında
yar başında şehzadedir sultan
asil ırkın kadınıdır ardından su toplayan
hırçın sevişmelere kul, esir kilise
boğazın kıyısında volta atar, zaman
aheste yürür köklerin ucuna, gül kurusu uçurum
saatsiz randevularda iliksiz, kemikler soyulur
avuçlar kurur kayıp gözlerde
hala yoksul saklıdaki yaş topraklar
anadır dokunduğu aşka Kara-deniz
varsın fenerler can arasın, ufukta
yontulmuş akıl oyunları, zalim
yağmurda yeşerdiniz hepiniz
bir nefes verin ölünün oğluna.