Aslın,a İnkâr
Duygularımın fakir kirişlerine tutunup Yaslandım yaşamın yumuşak karnına
Kamil bir aşkın en ala derecesinde yanıyorum. İçi oyum oyum, Sel sebil sularda yıkanan Arınmış ellerimi kaldırıp havaya dua ediyorum; Bütün yaratılmışları İşe yaramazlıktan, sonsuzluğa, En faziletli saltanata taşıyorum. Sen kendi içinde derin ben sende yok oluyorum. İçimdeki nehir şelalelerden taşıyor. Binlerce metre yükseklikten sana çakılıyorum.
Gözyaşlarım kırk bin kılıç darbesi, Billur yüzün ayna, Kusurlarından kanlı şarap demliyorum. Kılavuzu fedakârlık hamurundan Rengi dudakların buruk tadından Muhteşem otlaklı İnkârsız bir deniz yaratıyorum.
Pelte pelte gözlerim… Ateş düşmanı celalinden İsyana teşvik memleketlerde Aciz yıldızlar söndürüyorum.
Bizi dağıtırlar sevgili. Hin ile bileğlenmiş Haset ile parlatılmış Kırıktır kanunun bıçakları Gökten dağ gibi taşlar yağdırır Alkışlara yenilir Gözden kaybolup gider Kırmızının erkek kimyası
Aslına inkâr mıdır ateşsiz duman?
Cesarete kesmişler, İllegal canidir kudreti varlığımın. Göbeğimin sabrını tereciye satacağım Hayatın ne çok hâkimi, hükümdarı var Göreceğiz bakalım…
Habibe E. Ağaçdelen
|
Kendi sözcükleri var her Şair ruh gibi...
Sempatisini yıllaeca, coğrafyalarca yağdırmış Yazar...
Geleneği hem yaşatır, icat eder hem de...
Uzun bir iç dökümü gibi, şifreli...
Özgün bir dünya Goody...
Çok saygımla, hoşgeldiniz.