10
Yorum
49
Beğeni
0,0
Puan
1387
Okunma

Mısra’ya boy veren
köksüz şarkıda
yağmurlar yağmaz…
Göğe düşen ilkyaz güneşi
patlayacakmış gibi
hoşnutsuzlukla kaşlarını kaldırdı
ısıttığı hiç kimse yok
uzakta mi kaldı dudu kuşları
bir an düşündü durdu
Don Kişot hikâyesinde mi olsak
savaşsak yel değirmenleriyle
ayağımıza dikenler batsa
Ah be! hayat felsefesi
yarına bırakılan duygular
büyükannemle dedemin hikâyesi
eski dünyaya dönme isteği
toprak korkuyla titriyor
yağmurun çarparken çıkardığı ses
bugün saçımı okşamadı
tozlu rafları birleştiren
değerli söze kalem tutanlarla
geçmiş zaman ağıtta mı kaldı
Bekleyişler bayır aşağı
sınırsızlığın taa ötesine
oyuncakları aldım elime
yeni ben oluyorum gibi
sığmıyor oyuğa zaman
her gün yeni bir elbise giyiyorum
nafile kapılarda karantina
Bir anestezi etkisi olsa
uyuyup uyansam şu sıralar
ürkek bakışlı dağınık fotoğraflar
şimdi kız kardeşlerimle birlikte
ufukta uzaklaşan
ufalan kayıkları seyretsek
beyaz leylek sürüsünü de
kitapların yapraklarını katlayıp
dışarı çıkmalı yürümeli
yürümeli sürüler halinde.
Ummuhan YILDIZ