8
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
820
Okunma

Hasseten anlamıyorum çoğu yaşanılanı
Nerede ilerleme, nerede artış,nerede kar
Dil dediğin var ya, o dümensiz yılanı
Taşırır riyalar,kof sözler,bananeler
Kalır gerisinde hayatın enkazı.
Ne de latif huylar, güzide duruşlar var oysa
İnsanlar herşeye rağmen hoşgörülü olsa
Paylaşalım desek varsa dertleri, gelsin alayı
Belki bir zaman, şu banal hayatımız renkleniverir
Yüzler de güler en doğalından,sanki düğün halayı...
Nereye koşuyor aceleyle insanlar,bu ne sıkıntı?
Eminim herbirinde var anlamsız bir kuruntu
Hayat dediğin öyle hoyrat değildi, biz yaptık öyle
Sanki savruldu insanlık apansız, dağıldı her köşeye
Yıllar geçti sinsice, mutluluklarsa avuntu.
Kendine ışık olanlar, buldular doğru yolu
Karanlığı sevenler gülmezler ömür boyu
Ya ışık olmalı hayata ki aydınlasın karanlık
Ya da koşmalı ona, bu da bir bahtiyarlık.
Parola ileriydi, evrilmeliydik güzele
Düşmemeliydi onur, cansız bedenlerse yere
Yaşamadan yitiyor, hayatlar birer birer
Nemalanan asiller, kör ve sağır nedense.
Beşeriyet ağacı sevgiyle yoğrulmuştu
İnsanlar aynı kökten, aynı özden doğmuştu
Unutuldu güzellik; sevgi, vefa,.. müzelik
Doğrusu bu çirkeflik, nutkumuzu dondurdu.
Sorgulamalı yeniden, korkmadan, çekinmeden
Bize sunulan hayat, bir diyet istemeden
Kötü olmak ne kolay, seçim bile değil o
Şimdi tüm nefislere gerekli bir ambargo...
Seven için zor yoktur, yokuşlar düzdür ona
Görmesini bilene, dağda kar su aslında
Neye baktığın değil, neyi gördüğün asıl
Güzeli görmek için yürek yeter her kula.
Oğuzhan KÜLTE
5.0
100% (14)