10
Yorum
34
Beğeni
5,0
Puan
1188
Okunma
sıyırıp üzerimden giyindiğim rolleri
sattım eskileri
ve birazdan
özgür bırakacağım içimdeki delileri…
yakalım
şehri denizi ve bizi
bol keseden atıp
sevişelim bir akşam üstü
yarım bir şiir bulup
gömelim kendimizi
kıyısına kenarına
sağımız solumuz harf mezarlığı olsun
Allah’ın selamını verelim
bariz bir günahın içindeyken
yüzümüzü çıkartıp asalım
salondaki konsolun üzerine
yüzsüzlüğümüz ağlasın
mevsimlerden dem vurup
bahse girelim mesela
gecenin yıldızlarla oynaştığı vakitlerde
aralık mıydı sen beni terk ettiğinde
yoksa çeyrek mi vardı eylüle
ah ne kadar demodesiniz madam
kaldı mı sizin gibi ince belli bardaklar
yoksa kırıldı mı yeni yeni çamlar…
tekinsiz bir sokakta
çıt çıkarmıyorken sessizlik
kol geziyorken densizlik
hiç sırası değil şimdi mösyö
şiire inmenin
bağları çözmenin
havasını değiştirsek bu evin
ah mösyö
çıkarmışken içimden
aşka giyinen kelimeleri
hiç sırası değil inanın
hatıralar müzesinde yerini alan
o filmi yeniden izlemenin
ah madam
kadınlar sever böyle şeyleri
içsel dokunuşları
zihinsel oyunları
dili yalan besleyen adamları
ne çok severler hemde…
ah mösyö ne kadarda fransız kaldınız olay mahalline
dudaklarımı ısırırken yakalanıyorum size
kanım çekilmişken
tırnaklarım kanıyor
yeni adresinizde
lakin
o elinizdeki üç şekerli çayla
alınmıyor çayın demi ağızlarda…
ah madam
ne kadar da okunaksız yazıyorsunuz böyle
uğramaz mı kapınıza
imlanın kuralları
nezaketin varlığı
bu hengame
bu kargaşa
nedir bu saçlarınızdaki elektriklenme …
ah mösyö
bıraktım
aşk denen o kelimeyi
artık kullanmıyorum
ne öfkeyi
ne elektriği
boş bir bardakla geziyorum geceyi
Edith Piaf söylüyor
“non je ne regrette rien “
bana müsaade
pes
ateşi keselim lütfen…
5.0
100% (17)