yüzümü ısıtmayan güneşin hatırına
beni bağışla
sensizliği lanetliyorum yazılı pankartlar asıyorum
sokak başlarına
evlerin camlarına taş atıp
kaçıyorum
çocukluğum tutuyor sensizliğim ellerini
öfkeme yeniliyorum…





oysa
birkaç vakit önce
yediverenler açıyordu
tenimin çöllerinde
sebepli sebepsiz gülüyordum
yoldan geçen yüzlere
kalbimin gürültüsü
topuklarımın sesi
ele veriyordu beni aşkın mucizesi…





inerken merdivenleri
annemin sakladığı şekerler geliyor aklıma
dedim ya çocukluğum tutmuş yine
güzergahımı değiştirip
son sürat koşuyorum kapısına
biliyorum
yine bir savaşın ortasında kalacak çocukluğum
saçlarım kesilecek
yenilecek bakışlarım
biliyorum

ve bile bile seviyorum anne…

ne olur sende gitme
uyuyamadığım yar koynu hatırına
saçlarının arasına sakla
bu sefer
çok yüksekten düşüyorum anne
tut beni
ört hüznümün perdelerini

kardelenler güneşi görünce ölürlerdi değil mi anne…



yirmibeşnisan
gönlümün limanlarında
hatıralar biriktiriyor efkar
dilimin yamaçlarında kıyama dururken hasret
duaya açılmış ellerim
beni bağışla
seni dilemekteyim
anne kokusunda…



özleniyorsun adam
burnumun direğini sızlatıyor
ellialtıbin kilometreye ulaşan rüzgar
sel fırtına
zorlanıyorum
sendeliyorum
adım leyla
ve aşkın dimdik duruyor ayakta…




haydi bir şiir yaz şimdi bana
içimdeki güneşler filizlensin
kadın bekler de
kadın susuzluktan ölür de
gidip
mavi mavi dolanmalı
belinin kıvrımlarına de
dağılsın kirpiklerinin hareleri
ve öğrensin yeniden sevmeyi de
kadın bekler de…



istemiyorum afilli cümleler
yerle yeksan olsun imgeler
açık ve net
dümdüz
bu adam o kadını seviyor de…



haydi bir şiir yaz şimdi bana
yol kenarı olsun
kuşlar konsun
yağmur yağsın

ve kadın
bir şairin mısralarında yeniden doğsun..

o adam
geçmişten kalan
didiştiğim
direndiğim
bugün yenildiğim adam



bu kadın
sınır dışı
kural ihlali
yasak ülke kuşu
uzun tırnaklı sarışın çingene
raks eder aşkın armonisiyle…

haydi bayım
gülümseyelim kendimize
maviyi bulup çıkarttık gün yüzüne
aşk bizimle
hasret baki tende…

birmayıs...
(( elçin ))