1
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
1294
Okunma

Ne zaman unutsam,
keskin bir kömür kokusu siner ciğerlerime
yol da ne uzun nene,
mezar taşında bir gülüm
sürüden ayrı düşmüşüm
gayri ayrılıklardan duvarlar ses etmez
bir gülün kokusuna,
meğer bir ömür yitirmişim
gurbet böyle bilinir nene,
mezar taşına yazılsın bu nağme.
Gelmeyeceğim dedin, gelmedin
hani hicranının lafı olmazdı da
hangi şehre varsam ayrı bir yalnızlık
cezamı taşır ömürden geriye
mahpusluğum hiç bitmedi ülkeme
seneler sayarım sana, insanlar bir de
insanlar; kimi mutludur yuvalarında
kimi hep birini beklerler odalarında
kimi için artık çok geçtir, yalnız duvar
gelmez de vaktin seyrine ince bir âr
Yiten, bir paletin dişleri altında memlekettir
bombalar çağına gelmişsin, gülmek yasak; kolkola biraz mutlu olmak için halay
nicesi şatafatlı köşkünde eder alay
bir yazma, bir ekmek; nerededir namus
çıkarıp vermez insana teselli kamus
be hey öldürün der beni, öldürün
yaşamaya gelmemişim bu cihana
hüznün bir diğer adıdır bu coğrafya
hangi rivayete misafir olsa kulağım
uygarlığın yüz çevirdiği mekan olurum
beni anlamaz hani hep bir sevdiğim
nene, ne zor iş imiş meğer anlaşılmak
gönlümde tutamam der, saçmalarım
renkleri elime yüzüme bulaştırırım
ak olur karam, al olur maide yazmam
hayat ince bir yol olur, uzar da uzar
gözlerimi silecek gibi uzanan çınar
senden bir ninni söyler ulu ihtiyar
Ne zaman düşsem,
ardı ardına yakar cigaram nefesimi
bir kül olmayı arzulatır bana
yanmak ne zor iş nene,
önce dayanırım, güçlüğü nerede derken
bir bakmışsın yıllardır yanıyorsun
yıllar sırtında bir akrep gibi dolaşır
türküler ürkek ceylan gibi kaçışır
sözler hiç verilmemiş gibi yabandır
unutuşun sanatıdır bu sürükleniş
insan aldanışa bile özlem duyar mı nene,
kollarına bir ülkenin kaderi sığınır
ümit, dağlarından su içmeye inmiş
bağrı açık, terli avuçlar siler alnını da
ne hoş bir güzelliği vardır acının
tuluğuna ince belli demler hazırlanır
bir söz bin sükut eder gül yollarına
koynunda acıbadem kokusu; toprak olasın
gül bile hayret etmeden salınır üzerine
dikenleri kendi gibi al kanlara boyanır
ellerimle nene, ellerimle sevememişim
dilimde ağıt olmuş, semaya yakmışım
koşmuşum uzaktan, sana gelip bakmışım
ellerimle toprağını tek tek karmışım
bir rüya gördüm deyip, bin rüya yaşamışım
koynunda uzanan yılana sır vereyim mi,
sükuta pek yakın gülü harap edeyim mi,
yüzüne kanlı ellerimle su serpeyim mi,
ben cümle yitiklikten yorgun düşsem de
ak saçlarına gönlüm karasını süreyim mi?
Ne zaman bilsem,
ölümüm olacaktır bu darlığın varlığı,
var olmak ne zor yokluktur nene
mezar taşında bir gülüm
gülüşümü sen de düşürmüşüm
gayri sevdalardan hayır yok bana.
5.0
100% (4)