6
Yorum
35
Beğeni
5,0
Puan
1172
Okunma
Tahtından indirdim özüme düşen ayrılığı
vefa diyerek üç kere seslendim
çıkardım seni yüreğimin kınından
dualar okuyarak
yabancı değil dişlerimin arasında kalan Küf ve yosun kokusu
bir tek sen yabancı
Nazlı bir karanfil altında uyuyan vebalim
Nasıl öleceksin bilemem
Acımıza ağıt yakan yaşmaklı Ayşe kadın
Bir mezar taşının soğukluğu oturmuş hıçkırığına
Hızmasında sızı
Sabah bir kadının saçlarından uzun
Gece bir adamın yumruğu kadar ağır
Ah parfümü anason kokan kadın
bu şiir
Dudaklarıma bıraktığın busenin vedasıdır
düşler
Çalıntı
kızıl
vay
vay sızısına kurban olduğum
üzülme- gücenme
G/öz yasımı gelin ettiğim günün acısıdır sana yazdıklarım
sövdüm gidişine
düşündüm yıllarca
ba/kışların biraz nemli miydi
Efkar ve mum ışığı
Birde sarhoş bir hüzzam
bak yine başladım
Yokluğuna zılgıtlar çekmeye
aldırma sen
boş ver
sövmüyorum artık
alıp gittiğin ay ışığına
Saçların diyorum tıkanıp kalıyor nefesim
Susuyorum
Güvercinler uçuruyorum bir kadının gölgesine
Ey ağrım
Ey can yanığım
Bir güz sabahı can havli
gün batımını çekerken üstüme
elim yüzüm acının kiri
ellerimi el ederken bir yabancının koynunda
bir deniz doyurdum ruhumda
bir taş kaydırdın içimin derinliklerine
alıp giderken gözlerini gözlerimden
koruktum be kadın
korktum
adı güz olan tüm sözcüklerden
anla be kadın artık anla
ağız dolusu kustum zamana
diz çöktüm yemin ettim
bir kez daha dolansa adım diline
unutup küfürlerimi
dizlerin diyerek
tövbeler bırakacağım ağlama duvarına
5.0
100% (18)