Kapkara
Bitiyordu kapkara
Gece eritirken içimdeki yoğunluğu. Gidişler zordu, sonrası laf kalabalığı, köstekli inatlar, yorulmuş sözcükler... Nitekim vakit yalnızlığı üleşti öyle çok sular aktı ki köprüden köprü taşlarıyla insan ağırlığı birleşti Yürüdüm nasıl bir yol diye düşünmeden çaprazımda ateştin namlusu umuda dönük bedenim pejmürde, ruhta gizli bir körük. Oysa geçmişti fasıllar çıplak nefesin buğusunda baharlar gidecek olana vedayı da kısa tutuyor artık. Eski gemiler,limanında, koylarında şimdi demirli. Bense yine açıkta bir fener ışığı gibi biten kapkara’ya inat parlamakta, yoğun kıvamda eritilmiş düne hasret geceler gibi... |