50
Yorum
85
Beğeni
0,0
Puan
3582
Okunma

Annemin baba tarafından dedesi Trabzon’luymuş. Doğma büyüme Egeli olsam da köklerimin bir kısmı Karadeniz’de. 2015 yılında Kastamonu’dan çıkıp, Artvin’e kadar kıyı boyunca gezip görme fırsatım oldu çok merak ettiğim Karadeniz’i. Biraz gezi notlarımdan ve çektiğim fotoğraflardan aldığım ilhamla, biraz da araştırma yaparak; ekonomik ve coğrafi özelliğinden, ulaşımından, Turistik güzelliklerinden, folklorik yaşamından ve yemek kültüründen kesitler sunarak büyük dedemi yâd etmek istedim bu şiirle. Mekanın cennet olsun dedecim.
Zonguldak taşkömürü zorlu yaşam sınavı,
Çarşamba’ya ekilir mısır, tütün, fasulye.
Yaylada hayvancılık, kıyıda balık avı,
Ormandaki ağaçlar köylülere sermaye.
Heybetli sıradağlar doğu-batı yönünde,
Bir set çeker bölgeye, sahil boyu uzanır.
Çay, fındık tepeleri, gür ormanlar önünde,
Birkaç delta ovası tarıma imkân tanır.
Dört mevsimin dördünde mutlaka yağmur yağar.
Halkın büyük korkusu sel baskını, heyelan,
Zirvelerden indirir ne varsa düze yığar.
Gurbete akın eder, sırtına yükü alan.
&
Küre, Ilgaz, Köroğlu, eğilmez dimdik durur.
Döner kıvrılır yollar, Kaçkar yolları gözler.
Zigana’nın gölgesi Çoruh nehrine vurur,
Kıyıların süsüdür tehlikeli falezler.
Sahildeki otoyol Sinop’tan Sarp’a kadar,
Ticaret ve turizmi canlandırır kuzeyde.
Engebeli arazi geçit vermez çok gaddar,
Dağları oyar geçer, demiryolu yüzeyde.
Samsun’dan doğar güneş, umutlu Anadolu.
Yük boşaltan gemiler, Hopa’dan yükle döner.
Trabzon’dan batıya uzanır ipek yolu.
Çelik kanatlı kuşlar OR-Gİ üstüne iner.
&
Karadağ yamacında, Sümela Manastırı,
Görülmeli mutlaka Uzungöl ve Haldizen.
Fırtına kenarına kurmak lazım çadırı,
Ömrüne ömür katar Ayder’e çıkıp gezen.
Bandırma Vapuru’nun birebir kopyasıdır,
Canik’te, ziyarete açılan ünlü müze.
İnceburun’a çarpan, dalgaların yasıdır.
Amasra sahilinde aşk dolar gönlümüze.
Gecesi gündüzünden güzel şehir Amasya.
Boztepe’den Ordu’yu kuşbakışı izledim.
Giresun’dan Yomra’ya gidilir mi hiç yaya?
Cehennem Deresi’nde gözyaşımı gizledim.
&
Kayıkta çıplak ayak, karadaysa sabukla,
Üzerine giyilir, körüklü laz poturu.
Kalın şayaktan ceket, başta ise kukula,
Dizleme yün çorabın olur mu hiç kusuru?
Forkalar hakim yaka, kol ağzı tek düğmeli.
Mitari ipliğinden örülür, tor kuşağı.
Kızlar beline sarar, makaslı peştemali,
Keşan dökülür al al, ak yazmadan aşağı.
Tulum kemençe çalar horon vurulur yere.
Davul zurnayla coşar Karadeniz insanı.
Sarıçiçek, cilveloy, teşi ve uzun dere;
‘’Derenun kenarinda gördüm sari yılani’’
&
Hamsi olmadan olmaz tatlısı, turşusuyla,
Tereyağı, kaymak, bal, sofraların baş tacı…
Taş değirmen, mısırı öğütür akan suyla.
Pirinç, kabak, melocan; boş midenin ilacı.
Kirazdan salamura, lahanadan sarma yap,
Taflan, fındık, ısırgan; az ye deme, duymam ben.
Laz böreği, banduma, salatayı karma yap,
Hınkal, pezik, fasulye, muhlamasız doymam ben.
Her yemeğin ardına demli bir çay isterim,
İnce belli bardakta şekersiz olsun lütfen.
Tarlada iz bırakır, hasattan pay isterim,
Çay bitmeden illa ki pepeçura sun lütfen.
Hicran Aydın Akçakaya
Cilveloy türküsünden bir mısra