Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Hicran Aydın Akçakaya
Hicran Aydın Akçakaya

GÜL GAZELİ

Yorum

GÜL GAZELİ

15

Yorum

44

Beğeni

5,0

Puan

1562

Okunma

GÜL GAZELİ

Gazel, bir edebiyat terimi olarak, ilk beytinin mısraları birbiriyle, diğer beyitlerinin ikinci mısraları ilk beyitle kafiyeli, aynı vezinle söylenmiş, genellikle beş beyit ile dokuz beyit arasında şiirlerin yazıldığı bir nazım biçiminin adıdır. Bununla birlikte beyit sayısı 15’e kadar çıkan gazeller de görülür. Dört beyitli gazellere ise nadir olarak rastlanmaktadır.

Üç veya dört beyitli gazeller aslında eksik gazeller olduğundan bu manzumeler gazel-i nâ-tamâm (=eksik gazel) olarak adlandırılmıştır. Gazel genellikle 5 beyitle yazılmıştır. Gazelin bir diğer adının penç-beyt (=beş beyit) olması da gazelin daha çok beş beyitli bir nazım biçimi olarak kabul edildiğini göstermektedir. Fuzulî gibi bu kurala uymayan bazı şairler de olmakla birlikte, Divan edebiyatında şairler daha çok beş beyitli gazeller yazmışlardır. 15 beyitten uzun gazellere gazel-i mutavvel (=uzun gazel) adı verilir.

Gazelde kafiye düzeni kasîdede olduğu gibidir: aa, xa, xa, xa, xa . . .

Gazelin başlıca konusu "aşk"tır. Ancak farklı konularda yazılmış gazeller de vardır. Birer edebiyat terimi olmamakla birlikte çeşitli araştırmalarda ve yazılarda aşkın verdiği mutluluk ya da acıyı dile getiren gazellere âşıkane gazel, dünya zevklerinden söz eden gazellere rindâne gazel, doğrudan sevgilinin güzelliğinden ve ona duyulan arzudan bahseden gazellere şûhâne gazel, tasavvufî düşüncenin hâkim olduğu gazellere sûfiyâne ya da ârifâne gazel, felsefî gazellere de hikemî veya hakîmâne gazel adlarının verildiği görülmektedir.
Kasîdede olduğu gibi gazelin mısraları birbiriyle kafiyeli ilk beytine matla, matladan sonra gelen beytine hüsn-i matla, son beytine makta, makta beytinden önceki beyte de hüsn-i makta adı verilmiştir. Matla beytinin maksada uygun, etkileyici ve güzel olması hâlinde böyle beyitlere hüsn-i matla, aynı şekilde etkileyici ve güzel makta beytine de hüsn-i makta adı verildiğini ileri süren kaynaklar da vardır.

Bir gazelde birden fazla matla beyti varsa, bu tür gazellere zü’l-metâli ya da zâtü’l-metâli; gazelin en güzel beytine de şâh beyt, şeh beyt ya da beytü’l-gazel denir. Fakat bir gazelin en güzel beyti kişiden kişiye değişebileceğinden gazelin bir beytini şâh beyt ya da beytü’l-gazel olarak seçmek oldukça göreceli bir değerlendirme olur.

Gazelde şairler mahlaslarını genellikle son beyitte kullanmışlardır. Bununla birlikte mahlasın son beyitten önce kullanılmış olduğu gazeller de vardır. Gazellerde şairlerin mahlas kullanmaları Divan şiirinde genel bir kural olmakla birlikte Kadı Burhaneddin (öl. 1398) ve Kemal Paşazade (öl. 1534) gibi şiirlerinde hiç mahlas kullanmamış şairler de görülmektedir. Şairlerin mahlaslarını kelimenin gerçek anlamını da çağrıştıracak biçimde kullanmalarına ise hüsn-i tahallus (=mahlası güzel kullanma) denilir. Bakî’nin şiirlerinde bu kullanımın çok güzel örnekleri vardır.

Şairler kasîdede olduğu gibi gazelde de ahengi artırmak amacıyla birtakım yollara başvurmuşlar; bunu sağlamak için de bazı gazellerde birden fazla matla beyti kullanmışlar ya da şiirlerini musammat olarak yazmışlardır. Birden fazla matla kullanılmış gazellerin zü’l-metâli’ ya da zâtü’l-metâli olarak nitelendiğini daha önce belirtmiştik. fiairlerin bu konuda başvurdukları bir başka yol da gazelin bütün mısralarında aynı kafiyeyi kullanmaktır. Divan şiirinde bütün mısraları kafiyeli gazellere müselsel gazel adı verilmiştir. Müselsel gazeller de musammat gazeller gibi âhenk değeri yüksek manzumelerdir. Matla beytindeki mısralardan biri gazel içerisinde tekrarlanmışsa, kasîdede olduğu gibi buna redd-i matla denir.

Gazelde konu bütünlüğü şart değildir; yani gazelin her beytinde farklı bir konu işlenmiş olabilir. Ancak bütün beyitlerde aynı konunun işlendiği gazeller de vardır. Beyitleri arasında konu bütünlüğü olan gazellere yek-âhenk gazel adı verilir. Bir gazelin bütün beyitleri her bakımdan aynı etkileyicilikte söylenilmişse bu tür gazeller de yek-âvâz olarak nitelenir.

Mahlas beytinden sonra birkaç beytin daha bulunduğu gazellere gazel-i müzeyyeldenir. Müzeyyel gazellerde zeyl (=ek) kısımların konusu genellikle övgüdür. Bu açıdan bakıldığında bu zeyiller, kısa medhiyeler gibidir. Mahlas beytinden önce medhiyenin bulunduğu gazeller de vardır. Divan şairlerinin çoğu Arapça ve Farsça bilmekte, Arap ve Fars edebiyatına ait eserleri okuyup anlamakta, hatta bir kısmı bu iki dille rahatlıkla şiir de yazabilmekteydi. İşte bu şairlerin, yazdıkları gazellerin beyitleri arasında Türkçe dışında bu iki dilden biri ya da ikisiyle yazılmış mısralar ya da beyitler varsa, bu tür gazellere mülemma’ gazel denilmiştir. İki ayrı şairin birer mısra veya beyit yazarak, birlikte oluşturdukları gazele gazel-i müşterek (=ortak gazel) adı verilir. Bu gazellerde hangi mısraın ya da beytin hangi şaire ait olduğu genellikle bellidir. Karşılıklı konuşmanın nakledilmesi şeklinde, "dedim" ve "dedi" yüklemleriyle yazılan gazellere mürâca’a şiiri denir. Konusu aşk olan bu şiirler sade bir dille yazılmışlardır ve konuşma havası taşırlar. En dikkat çekici örnekleri "dedim" ve "dedi" yüklemleri mısra başlarında olanlardır. Bu gazellere divan şiirinin hemen her döneminde rastlanmakla birlikte şairlerin bu tarza olan ilgisinin XVII. yüzyıldan itibaren gittikçe azalan bir seyir izlediği görülmektedir.

Gazel, Divan şairlerinin çok kullandıkları bir nazım biçimidir. Bu şairler arasındagazel yazmamış olanı yoktur. Yalnızca sanat yapmak için yazılan gazel, şairin yeteneğini rahatça gösterebildiği bir nazım biçimidir. Gazelin beyit sayısındaki sınırlama şairleri bu kısa nazım biçiminin dar sınırları içinde bütün sanat güçlerini, edebî yetenek ve hünerlerini ortaya koymak gibi oldukça zor bir sınavla karşı karşı ya bırakmıştır. Nazım biçiminin şairler için çizdiği bu sınırlar, gazelleri anlam yoğunluğu oldukça fazla şiirler hâline getirmiştir.

Halk edebiyatında da fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün vezniyle dîvân, fe’ilâtün, fe’ilâtün, fe’ilâtün, fe’ilün vezniyle selîs, mef’ûlü mefâ’îlü mefâ’îlü fe’ûlün vezniyle kalenderî, mefâ’îlün mefâ’îlün mefâ’îlün mefâ’îlün vezniyle de semâ’î adı verilen gazeller yazılmıştır. Bunların musammat olanları da vardır. Halk edebiyatında müfte’ilün müfte’ilün müfte’ilün müfte’ilün vezniyle yazılan gazel biçimindeki şiirlere de satranç adı verilmiştir. Bu şiirlerin her beytinden musammat gazelde olduğu gibi dörtlükler çıkar. (www.turkedebiyati.org/gazel.html)



Öyle sermestem ki idrâk etmezem dünyâ nedir
Ben kimim sâkî olan kimdir mey ü sahbâ nedir

Gerçi cânândan dil-i şeydâ için kâm isterim
Sorsa cânân bilmezem kâm-ı dil-i şeydâ nedir

Vasldan çün âşıkı müstağni eyler bir visâl
Âşıka ma’şûktan her dem bu istiğnâ nedir

Hikmet-i dünyâ vü mâfihâ bilen ârif değil
Ârif oldur bilmeye dünyâ vü mâfihâ nedir

Âh u feryâdın Fuzûlî incidiptir âlemi
Ger belâ-yı aşk ile hoşnûd isen gavgâ nedir

Fuzuli



Nevbahar oldı gelin azm-i gülistan edelim
Açalım gonca-i kalbi gül-i handan edelim

Komayup lale gibi elden ayağı bir dem
Mest olup gonca-sıfat çak-i giriban edelim

İçelim la’l-i müzabı saçalım cür’aları
Hak-i gülzarı bugün kan-ı Bedahşan edelim

Menzil-i ayş ü tarab hürrem ü abad olsun
Yakalım zerk u riya deyrini viran edelim

Okusun vasf-ı ruh-ı yar ile Baki şi’rin
Bülbül-i gülşeni mecliste gazelhan edelim.

Baki





Gül desen sen; gülse benzim, gül benizden ziyade.
Kim bilir kim, söyle ömrüm aşkı bizden ziyade?

Mor kızıl bir tanda gelsen, düşse aşkın gönlüme,
Bir alev yükselse külden, yaksa közden ziyade.

Savrulurken her telinden gül saçar yar saçların
Sen baharsın, bense son kış, gamlı güzden ziyade.

Gül yüzünden hüznü silsem gözlerinden kuşkuyu
Dalgalansam sonra coşsam ben denizden ziyade.

İçse gönlüm gül dalından bir yudum gül şerbeti.
Gül bıraksam ben öperken, tende izden ziyade.

Böyle âşık görmemiştir cümle dağlar, yer ve gök,
Bir muhabbet demlesem ah, kalpte sözden ziyade.

Der ki Hicran al senindir ömrümün her sayfası,
Yak dilersen; yak, tutuşsun hepsi, cüzden ziyade.




Fâ’ilâtün / fâ’ilâtün / fâ’ilâtün / fâ’ilün
—•—— —•—— —•—— —•—
Hicran Aydın Akçakaya


Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Gül gazeli Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Gül gazeli şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
GÜL GAZELİ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
yeğinadnan
yeğinadnan, @yeginadnan
20.12.2019 16:25:39
Şiirin hikayesinde çok yorulmuş olmalıyım ki Şiire Bayıldım. Tebrik ve teşekkür ederim.:)
Az daha gidecektim bir önceki şiirde iyi ki gitmemişim.
Şimdilik bu kadarla yetineyim. uzun zamandır özlediğim insanlar var Müsaadenizle kardeş. sevgi saygı ve Selam.:)
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ, @ismailoglumustafayilmaz
1.9.2019 14:25:04
Dost Şair;

Her şeyin güzelliği şiirle ölçülür…
Şiir yaz, şairi sev…

.................................................... Saygı ve selamlar..
Etkili Yorum
HÜZÜNYEŞİL
HÜZÜNYEŞİL, @huzunyesil
21.8.2019 08:42:22
Heykelini dikmişsin aşkın, gülden
Şiirden ziyade.
Murat Elter
Murat Elter, @muratelter
19.8.2019 12:18:16
Bu kadar zorluğa katlanmak ayrıca takdire şayan. Tebrik ederim Hicran hanım.

Murat Elter tarafından 8/19/2019 12:19:44 PM zamanında düzenlenmiştir.
KurşunKalem
KurşunKalem, @kursunkalem2
19.8.2019 01:28:15
Ağırlığınca güzel bir emek, çok kutluyorum, içten...
deniz_tayanç1
deniz_tayanç1, @deniz-tayanc1
13.8.2019 01:25:26
Kutlu Mevlid-i Şerifin sesini giyinmiş.
Kadim şiirimizin uzaktan gelen sesi.

Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmuş sana.
Mey süzülmüş şîşeden ruhsar-ı âl olmuş sana. Bûy-i gül taktîr olunmuş nâzın işlenmiş ucu. ..

Çok saygımla.
.birisi.(zekeriya duman)
.birisi.(zekeriya duman), @birisi-zekeriya-duman
8.8.2019 19:56:25
5 puan verdi
Yazmayı beceremem Aruz vezni ile şiir. Ama bu şiiri okuması bile bir beceri istiyor, ahenkli bir şekilde....
Harika bir şiiri kutluyorum efendim.
Saygılarımla...
Bir Eflatun Ölüm
Bir Eflatun Ölüm, @bir-eflatun-olum
5.8.2019 21:47:26
5 puan verdi
Nasıl gözden kaçırmışım bu güzel şiiri!
Kutluyorum çokça... ve özürlerimle, geç kalışım için...

Sevgilerimle...
Etkili Yorum
arel.
arel., @arel3
5.8.2019 17:14:36
burada bir gazel okumak güzel ve tabii ki sayfada şiir solumak
gazel konusu çok uzun ve derya deniz bir konu çoğu şiir türüne ilham olan bir teknik edebiyatımızda
ben de izninizle gazelden türeyen müstezat ve ziyade üzerine bir şeyler paylaşmak isterim çünkü gazel ile müstezat ayırımı çok yapılamamakta ve edebiyatta ki ziyade çok bilinmemekte

Müstezat, Arapça’dan Türkçe’ye geçmiş bir kelimedir.
Arapça, ziyade sözcüğünden kaynaklanır.
1) Kelime anlamı olarak çoğalması istenilen, artmış anlamına gelir. Günümüzde bu anlamıyla fazla kullanılmamaktadır.
2) Bir edebiyat terimi olarak, her dizesine bir küçük dize eklenmiş divan edebiyatı nazım türünü ifade eder.

Müstezat
Bir gazelin her dizesine bir kısa dize ekleyerek oluşturulan şiir biçimidir. Çoğunlukla aruzun “mef’ulü/ mefailü/ mefailü/ feulün kalıbı kullanılarak yazılırlar. Her dizeden sonra bu kalıbın ilk ve son birimleri olan mef’ulü/ feûlün kalıbına uygun bir kısa dize söylenir. Eklenen bu kısa dizeye ziyade denir.
Ziyadeler dizeden sayılmadığı için iki uzun iki kısa dizeden oluşan 4 dize bir beyit sayılır. Kısa dizeler okunsa da okunmasa da beytin anlamı bir bütün oluşturur.
Ziyadesi bir satırdan fazla olan müstezatlar da vardır.
Tez ziyadeli müstezatlara “sade” çitf ziyadeli olanlara ise “çift” adı verilir.
1. Her beyitte uzun mısraların sonuna eklenen ve ziyâde mısra da denilen kısa mısralar yer alır.
2. Gazelden türemiştir.
3. Genellikle divanların gazelleri ve kasideleri arasında yer alır..
4. Müstezatta gazelde olduğu gibi aşk, şarap, güzellik ve aşkın ıstırabı gibi konular işlenir.
5. Divan şiirinin sanatlı ve artistik şekillerindendir. Kısa dizeler okunsa da okunmasa da beytin anlamı bir bütünlük oluşturur.

teşekkürler iyi şiir için
Sevgiler

Etkili Yorum
Celil ÇINKIR
Celil ÇINKIR, @celilcinkir
3.8.2019 22:01:40
Hicran Hanım merhaba.
Aruz vezinli çalışmanızı beğenerek okudum.
Kullanılan kalıp gereği dizelerin durakları 8+7 (4+4+4+3) olması gerekirken “Aldanıp dalsam senin dipsiz, derin göz rengine, İçse gönlüm bir yudum, derman olur gül şerbeti” dizelerinde 7+8 (4+3+4+4) veya (3+4+4+4) olarak kullanılmış. Bu da hem akıcılığı bozmuş hem de durakların yerlerinin değişmesine neden olmuş. Bunu düzeltecek birikime sahip bir kalemsiniz.

Ziyade sözcüğü yerine başka bir sözcük kullanılmış olsaydı keşke. Zira kullanılan kalıbın (tefilelerin) yapısına uygun değil. Zîyade şeklinde yazarım ve sorunu yok ederim derseniz böyle bir sözcüğün ne Osmanlıcada ne de Türkçede olmadığını görürsünüz.

Teknik sıkıntıları bir yana koyduğumuz zaman içerik olarak enfesti.
Tebriklerim çokça.
halilşakir
halilşakir, @halilsakir
3.8.2019 21:26:33
gül gazeli gülleri kıskandıracak kadar güzeldi...
tebrikler ve saygılar sunuyorum.
yukapel
yukapel, @yukapel
3.8.2019 17:54:51
Evet saygıdeğer arkadaşımız Afet hanım haklı Dolayısıyla yorum yok alkışlıyoruz Ama kıskandım yaaa!!!
Afet İnce Kırat
Afet İnce Kırat, @afet-ince-kirat
3.8.2019 14:49:51
Şiiri yorumlamak için kelimeler kifayetsiz, alkışlamak yeter bence. Sevgilerle.
meleksukan
meleksukan, @meleksukan
3.8.2019 12:35:08


insan gülü de bir başka seviyor seninle :)
sen nasıl bi muhabbet demliyorsan kendinden ziyade
...


Ahmet KARA
Ahmet KARA, @ahmet-kara2
3.8.2019 12:30:46
5 puan verdi
Alevi yaksa beni de, gönlümde solmaz güller
Varlığın gül ateşi, gözlerin gizden ziyade.

Tebrik ederim değerli Hocamı.
Güzel bir gazel örneği ve açıklayıcı bilgilerle
Bize güzel bir tat verdiniz.

Saygı ile.



Ahmet KARA tarafından 8/3/2019 8:26:15 PM zamanında düzenlenmiştir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL