10
Yorum
21
Beğeni
4,8
Puan
Okunma

Ertelenen gök kuşağının duası adeta
Bahşedilen gecenin lacivert vedası.
Öykündüğün her rengi asla ilahi bir düş belleme, sevgili
Niyazını ertelediğin her öğün arası sunumunda yalnızlığın
İnkâr da etme kötünün nefesini ruhuna üfürdüğü
Doğaüstü veballerin hıçkırığına aldandığın
Ve kendini hayata adadığın ertelenmiş bir dileksin sen.
Sona varma ümidinden başka ne kaldıysa geride
Ölümün çığlığına yüz süren
İlahi Adaletin ricasıyla
Men ettiğin sefan
Belki çatık kaşlı edanda sürünen yakamoz pırıltılarına
Yüz vermediğin her minvalde
Sadece öykündüğün güzelliklerin
Yarım kalan dansısın.
Yarımlardan çeyreğe terfi eden reçeten
Kukla görevi gördüğün hüzün ve elem yüklü bir özlem
Altı üstü kapıştığın suretlerde
Asılı kaldığın bir izlek altı üstü
Muradı dillenen gelinlik kızın da çeyizinde
Yırtık bir kanaviçe…
Hani öğündüğün kadar da değil
Övündüğün her ne hikmetse
İçini ölçtüğün metre metre yalnızlıkla
Barışık doğasında hayatın
Bir nebze de olsa dilediğin değil
Dillendirdiklerin gerçek olsa keşke.
Akışkan rahmetin indinde
Sarı benizli bir yüklem
Öznesini yok sayan
Yükümlerde belli belirsiz sırıtan
Üç beş sakil hece
Debdebeli vazgeçişlerin de bedduası işte
Öylesine iç geçirdiğin
Ölümüne sevip de terk edildiğin hain reçetesi kâinatın
Özümsediğine değil de öykündüğüne sirayet eden.
Kundaklanmış hürriyetinde
Bozguna uğrayan sadece tek zerre
Müşkülün var ya da yok
Müsebbibi varsın kaybolsun karanlığın tünelinde
Aydınlık kaldığın kadar mutlusun
Ruhunda tutuklu nutkunla
Savrulduğun da değil hani
Savunduğun üç beş lehçe
Adını unutanlara bir nazire belki de
Sahip çıktığın sefil ruhun,
Doğasında aşkın
Yakan bir hale
Sehven yenik düştüğün nasıl da belli
Demek ki daha yolun çok başındasın.
Kaybettiğine değil kaybedeceklerin yan yeter ki
Bir de yanabildiğin kadar sev ve vazgeçme.
Göğün son müridi kanatlarında saklı senin niyazın
Tanrının gözünde mukaddes bir varlık
Olabildiğin kadar yettiğin evrene.
5.0
94% (16)
2.0
6% (1)