0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1064
Okunma
kars’ın kalesine çıkan biri tam 7 yıl ayrılamaz diye bir kent efsanesi türetilmiş. kars’ta kaldığım yıllarda; daha önce cezaevi olan fakülteden kars kalesi gözükürdü ve ben ordaki kavak ağaçlarında biblolar gibi duran kuzgunlara bakarak; manzarayı benimle paylaşacak soyut bir ikiz düşlerdim. mitolojideki castor ve pollux gibi.
sarıldın yataklara
hayatına savunmalar getirdi uzağına sürülenler
duygudaş ve bolşeviksin
düşünceni duyumsuyorsun hissettiğini düşünürken
ya da sanmaktan ileri hiç gidemedin
yüzüne bakabilir misin cevabın? bakakalabilir misin
özünden kopmayan bir üzümün anlamıyla?
çemberinde yılkı atları
soğuk ve karlı iklim
acımasız sahiplerin oldu, kahverengi kokuyorsun
dönüp duruyor çemberin
duymaya çalışıyor binlerce sağır
ve lal duyuların
sürgüne yollanan 6. sezgin, pay çizgisi altında ezilir
saten mimiklerinle gülümse
gülmek yakışır
savaş başlıyor: polemik ve münazara ve yıkıcı orotoryo
-eli bıçaklıyım, infazlarım can acıtır
-ürkütücü çelişkileri var doğanda beslenen hayvanlarının
hayvanların sonsuza dek yırtıcı
bağrımı açıyorum yayvan saflıklarla, melankoliyle
mütemadiyen algı zerratlarım yüreğimin yutağında
kan durmuş
çakılsın içine içine, derinine
kurban değil
kıyıcı mı?
yanlış anladı bu savaş oyunu çocuklarını
meydanda sessizce dönüştüm
siyah tayfları ve gölgeli krizalit
ben artık düşmanım
herkes kendini koysun ortaya sessiz zahmetlerle
sermaye ve özyaşam
masa başında paylaşımlarla dağıtılan ülke
teorilerle kuşatılan ruhani yapı yıkıldı
ön- karar, son-yargı
mihenk çatlağından yeraltına çekildi
ve dallara yürümedi su
aynı haznede uyuyan ikizim benim
benzerim
istemeden yerime ikameler ettin, ışık düşürülen cümlelerin
gölgesinde uyuyakalıyorum
tekilleştik bu yüzden, sebeplerden
taşımak büyük suçu bu bencilliğin yalınlığını
kuzgunlar yıllarca döner meydanda bırakılan leşinin göğünde
kuzgunlar uzun yaşarlar
şahitlik o kadar kısa ve hızlı
düşün-ce suçludur duyargaları acımış duygular
soğuk ve vahşi kuzeyindeyim gidilen yönün
piyes havasında üşüyorum temsili ölümlerle
yüksek çin sedleriyle çevirdim dimağıma koşanları
celse celse itiraflar
ey diye seslenmek istiyorum sana; yaşamın büyük savcısı
bulutlardan ağır ithamların
sonuna dek vahşi kalacağım
dağların ve bozkırın mistik barbarlığı ırs tutan
ellerimle dağıtıyorum ateşi
sert mizacı yaşlandı palazlı suflelerin
susup, sadece susup
al bir mektup düştü hatrıma en yakın yerden
haşre doğru atını süren ulak, senden ve kelamından şiddetle yeriyorum havadisi
ruhum ebedi hicve kapıldı gitti
yolunu kaybetmiş unicorn sankiliği güzellik
kendi burçlarımdan yıkılır kalelerim
ansızın şah verdin kurgularıma tesadüfün kaltaklaşan pususu
kaltak ve çekicisin
doğan, hasta bilinciyle derinden akar vadiye
karstik teninde biriken kalkere yazılan yazı
gözlerinde büyüyen bebeğin avuntusuz ağlamasıyla okundun
yoldaşım, ruhsuzluğumun yüceltilen ikizi
castor ve pollux
kendini yazan tragedyalardan çıkıp kardeşim ol artık.
5.0
100% (4)