0
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
78
Okunma
Yolunda gitmeyen her izleğin düşürdüğü tuzak bu
Birleşip acıya karışan havzanın katman katman açılan dikenleri
Uzun bir sevişmeden sonra gelen ıssızlığın adasına kim düşer cuma günleri?
Sekizgen bir geometrisi var örümceklerin
Denizleri de, havzaları da o çizgilerin üstünde
Bu izleklerden aşağıya, hazzın ince satenlerine, dantellerine kayan dokuların
Yaşaması mümkün mü acıya temas etmeden
Ürperterek evrenin bir adım daha ileriye koşan hududunu?
Masadaki kesilen ağaç halkasının yaşına inen bıçağın kesemediği zamanı
Yapılandırıp ömrüyle ödeyen düzgünlüğün
Gizil ve saklı meydanlarında kimler sallanır sehpasına veda ederek?
Bu izleklerin hepsi birbirine benzer, kıpırdamazlıkları da kardeştir
Biri sessizce hışırdar
Av uykusundan uyanır
Avcı rüyaya sızar
Bu sırada gün, ya doğuyordur karanlığın rahminden
Ya da henüz konuşmayı öğrenmemiştir
Her seferinde iri bir beklentisizlik olarak uzanır sallanan boşluğun her yerine
5.0
100% (1)