0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1428
Okunma
Göçmendim, yersiz konuşurdum
Kopup seyyaremden ateş hattı boyunca
Alaturka azımsanmışlıklar
Kazandım kazınmış yazgıdan
Hoşuma gidiyor
Ehlileşmemiş çocukların gözyaşları
Tor öpüşler
biraz vahşete batırılmış tadıyla
Karşılıyor dönüşleri
Ay takvimde bir resim
Kırk ikindi kar yağmalı
Ölümlerin ölümlü insancıklarına
Üzerlerine
Eskimiş mayısları satırarası metinler sonrası ısıtan
Tanrıyı
Nasıl anlatmalı
Biraz alafranga hüzün
Belki biraz jazz
Yerliydim, göç üstüne göç ülkemden
Eski dost en yaman düşman pekala
Neşter vurulmuş yarasın
Gardenyam,
Geven çiçeği retinalı Düşlerim
Kanarsın
Kızıl bulakların kumlarıyla
Batırılmış işte biraz yaraya
Siyah ve beyaz bulutlarım yok büyüdüğüm aydan beri
Rutubetin netameli gölgesi bu sirruslar
Acının oylumlu alfası
Senin elifinle başladı
Tanrı aşkına arafçı düşünlerim
Neyin siliği bu?
Hala çocuklar var
İnat mı ki terkilerinde gelen tozlaşmalar?
Bu kadar karanlık öyküler okumasan?
benzinle kırklanmış Ergin ermişlerin
İlk ve son
Nesi?
Yok, anlam aramıyorum dağları dize getirirken
Düze ineli; kovanlarımı toprakla doldurdum
Ki ki ki. . .
Ki; tanrının sabanı benim
Nefsine çavdar ektim
Bu ekim
Kasım çiçeklerin krizantem soluğu
Solgun döngülerle hayata geldik
Bulanık şaraplar bizim yoksunluğumuzdu
Yalınlığa sövgü
Sürdüm
dipteki filizlenmeyen
Domur idi olguların
Yaş tütün
Islak lodos
Süt zehir
Ellerini sapla ruhuma
Başlasın sabah kaldığı ardıllıklarından
5.0
100% (2)