11
Yorum
25
Beğeni
4,9
Puan
1109
Okunma

hatırlıyor musun
şehrin en verimli toprağına ektiğimiz gözyaşlarını
birden bine kadar bir iki, üç beş diye sayarak
sayısız vakitlere binerek giden
gökten düşen yıldızların vuslat yolculuğunu
ikiz aynanın ikincil yüzüne benzerdi ruhumuz
ateş almış güneşin suya yansıyan yangınları gibi kızarmış
bir sır tabakası kadar yakındı canlarımız
mavera çiçekleri rengince göğsümüze iliklenen
kızıl kor demetlerince aşk
yoksa hayallerimizi kim ısıtırdı
yumuşak yastıklara dokunmuş rüyalar misali
güneş görünmez olurdu gök bulutlanırdı hani,
bilemezdik kara mı, ak mı,
yakın mı, uzak mı
sonu gelmez bir uykuya dalar gibi girerdik nevbahar ülkesine
bir ucunda yanışlar
bir ucunda uyanışlar
toz değse ,toza tavır alırdık
gözlerimiz bir kez gözlerimize değdiğinde
uzun yolculuklara hüküm giymişlerin anlattığı öyküler gibi
*
redfer
5.0
94% (17)
4.0
6% (1)