/ halden bilmez, aç gözlü birileri
koskocaman yorganı çekti üstüne
soğukta kaldı diğerleri
güçlendikçe kibir denilen illet
şaştı bütün lâfları dilde /


çivi çiviyi söker gibi hani
bir şeyler dökülürken
bir şeyler sökülür ya yerinden
çözülecek bu akıl tutulmaları
bitecek efkâr-ı hüzün
inanın çocuklar inanın
yüzümüze yüzümüze vuracak aydınlıklar


yitik adresleridir kabirler
duyguları uyuşturmak
hazırlanmaktır ölüme
gün geceye tam esir değilken henüz
sıyrılın / bir ölümün arkada bıraktığı ölümden
yaşamı y(k)oklayın
karşı konulamayan kudret bir tek Yaradan/ ın /dır


bırakmayın kendinizi hiçliğe
köklenmeyin yokluğun varlık bulduğu yerde
kapılıp gecenin rehâvetine
duyarsız dinginliğe yer vermeyin
açın inancınızın pencerelerini
kulak kabartın akan suların sesine
yaklaşıyor fas-lı baharlar


bir hayâl parçası, binlerce çoğalırken
göklerden çekilen mavi dönerken geriye
kımıldanacak toprak
bu şâşâ, bu saltanat kuraklığı bitecek


günahkâr ışıkla kamaşan gözler
öğrenirken ne demektir karanlık
görmezden gelinen sustuklarımız
elvedâ dediğimiz her umut / mağlûpluk
silinecek yüzlerimizden


sizi zapteden bu çemberi kırın
iğne siz, iplik siz / siniz
daha daha boşalıp yitirmeden kanı
dikin yırtılan şahdamarını
yalınayak, memleket sevdalısı
cedlerinizin ruhu aşkına değiştirin bu yazgıyı
hak / hak edenin olmalı
usandık bir yastıkta teklikten


silinip canlanırken solgunluğu
içinde filizlenecek hayat
dağlarımıza bahar gelecek yeniden
inanın çocuklar inanın
çocuklar inanın
inanın çocuklar inanın inanın inanın


Hâdiye Kaptan