19
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1916
Okunma

Gökyüzüne bakmazlarmış bir daha
Bir kuşluk vakti, ufukta güneş
Ey adını yitiren insan!
Sen adı bilinmeyen bir hayatın hayat öyküsüne daldın
İnsafsızlığını kuşandın
İmsak vakitlerinde bastırdı ustaca, asice, hunharca
göğsünde bir şimşek gibi dolanan hiddet!
Hiç mi bakmadın yıldızlara!
Oysaki
Yıldız çiçekleriyle belirler sevenler sevdiklerini
Yaradan sevgiyi bahşeder sevgi emaresi bu çiçeklere
Sevgi çiçekleri gözlerde olacak sözlere yetmez
Mana âlemlerinin yolcusu insanlar:
Kalbi şefkat yüklü bir zat gördünüz mü?
Yakınlarda?
O insanların kalpleri mıknatıs gibidir
Şefkat onları hissedebilir
Kaldı mı bu âlemde bu zatlardan?
Hep dahası, hep dahası insanoğlu ne kadar kanaatsiz
Anlamsız cimrilik çekememezlik
Telaş içine düşmeyin azığım yetmez diye
Yarına çıkmaya kimin var senedi
Şimdi ki zatlar, hoyrat ve sabırsız
sanısını sürdürüp berkitmekten başka neye yarar?
İnsanoğlu ne kadar nankör
Nefesin takıldığında yenik düşer bedenin
Gözlerinde zamanın iklimleri
Mutluluğun sesi çıkmaz dilinden
Günlerin nihayetinde yenik düşersin kâinatta
Ya sonrası?
Bir şeyler unuttuk evrenin kalbinde sanki
Yanıldığını anlarsın hiç yaşamadın sanırsın
Son çırpınışım dersin, bir dilenci gözleriyle bakarsın
Bin minnet edersin, el açarsın haram yediysen
Yoktur onun sadakası!
Yana yana kaybettiğin her güne
Heba olan ömre yazık dersin
Ömür nedir ki, kaç kadeh
Gündoğumundan günbatımına içilir elbette
Son kadehten sonrası
Fazla kederlendirir, meçhule karışır sonrası
El sallayamasın gidişine
Anlayacağın her şeyden elini çekersin
İster görkemli yaşa ister fukara
Muhteşem hayatın işte son tangosu
Övündüğün mülkün söner görkemi
Paran varsa sadece mezarın olur fiyakalı
Yanın sıra nedir ki? Götüreceğin
Bir çapıt parçası boyuna kadar!
Sensiz duracak senin şehrinde zaman
Son yolculuk biletin tek gidiş
Rahmanın hâkimiyeti karşısında tutulur dilin
Söylemeden söyleyenleri bilen birine hesap zamanın
Şimdi hakikatın seması altında
İsteğinizi siz söyleyemeyeceksiniz
Sustukların söylediklerin hiç eksiksiz kayıtlıdır
Ulu Tanrı bilir kalplerdeki lisanı
Sadakası yok yediğin haramın
Tevafuk etmediysen gönül erleriyle
Her namaz kılana cennet müjde edilmeyecek
Şefkatli safi kalpleri hisseder, kendi tarafına çeker
Yaradan bilir o safi kulları
Mazlumun gönlünü okşamayı kalpten isterler
Odur insanın en büyük serveti
Senin canın emanetti sana
Hatırlasana?
Gözlerinle ilk buluşturduğun günahı
Sesini Yaradan a kimse duyuramayacak
Bir emirle gelecek azrail, ona can alıcı denmeyecek
Ölümün bir hastalık adıyla anılacak
Bu âlemde kalanların temennileri aynı
Rahmet eylesin mekanı cennet olsun denecek
Yaşarken, ömrün hesabını biçmeden
Bir nefes alıp verecek kadar
Son sözler iki mısra
Son bakış o nasıl bir pişmanlık
Son nefeste son saniyeler çekilen sancı çok acı
Son atış cız ettirir kalbi
İşte böyle bir son biraz vahim
Azaplıdır son sancılar, zakkum gibi yutkunmaya çabalayacak
Boğazından geçirmeyi başaramayacak
İki ezan arası son yolculuk vedası
Ezan musikisi son yolculuğun habercisi
Allah-ü teâlâ nasip eylesin herkese imanı, kelime-i şahadeti
KAYIP YALDIZ
Kimler ne dedi ne önemi var?
Anan Baban kimlerden sormuyorlar?