5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1363
Okunma
Yüreğinin içine, yığılsa da ateşler
Kaygılanma ey gönül, ışığını ateşler
Hicranlar hiç durmadan, hicranları eklerken
Zamanın inleyip de, zamanını beklerken
Aç elini semâya, muradın olsun diye
Dök damlanı geceye, beratın olsun diye
Merdivenlere basıp, Rabbine toz toprak ol
Döktüğün damlalarla, bu yolda un ufak ol
O zaman yüreğinde, ölecek mayhoş fikir
Çiy düşmüş dillerine, doğacak nurdan zikir
Tenin gömlek giyse de, vakit yaklaştığında
Gülsün irem bahçesi, kalbin aklaştığında
Ey beyaz hülyalarım, çıkın ortaya bir bir
Korla yanan dillerim, içmesin artık zehir
Akşam çökünce birden, yine sancı akacak
Ayrılığın ateşi, beni yine yakacak
Tutuşan mevsimlerim, yine ateş sunacak
Titreyen yüreğime, sevda yine konacak
Artık akmam zifire, hülyalarla gezerken
Kuşandım yıldızları, deryaları süzerken
Bahçeme çabuk giden, ayaklarım var şimdi
Zümrüt yeşili düşler, yüreğimi sar şimdi
Nuru görmüş gözlerim, zikirle ıslanırken
Huzur bulamaz kalbim, dünyaya yaslanırken
Gül devşiren hayalim, içimde var oldukça
Yenilenen hislerim, günlerime doldukça
Olamam kaygısızca, katranların ağında
Yaşarım huzurumla, düşlerimin bağında
Pervâneyim inlerim, aşkla gündüz ve gece
Sunmuştu bana murat, dillerimdeki hece