14
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1609
Okunma

Canım kısılıyor etim gevşiyor kemiğimde
Mühletsiz akıyor kan damar(ım)da
Vahşi bir at kişniyor tenimin altında
Yol sığmaz bu menzile anlıyorum
Çok büyüdü iblisin gözüyle günah
Ergenin koyulaşan yerlerini yoklayarak
Buyurgan cennetleri vardı annemin ağzı
Köreltilmeden önce duaya
Susmayan eliyle uzanırdı ah
Ki mucidi sayılırdı sadra şifa dilenenlerin
İmdadına yetişirken el ayak
Uzak yoklukların intikamı kazılı
Taş siperli dudakların söylencesiyle
Lahitlerin üzerine (d)üşüyorken gölge
Cam kırıkları arasında kalıyor can kırıkları
Kan gövdeyi götürüyor olmalı yine bir ölüme
Susmanın örtüsüne bürünerek hayat
Deli mavisi elim uysal ve muti yeşilliğe
Değse yanlı kederlerini görülür hesabı
Geçmişte işlenen kimi cinayetli nazarların
Kertelen yerlerinde uyanırken yeniden
Hicap duyar
Seni sana bırakmaktan kalp
Ağzımda tazyikleşen bir kahır varken
Hangi yiğit sevişebilir gözbebeklerimle
Muskalı göğsünde kımıldayan merhameti
Ayıltıp yeniden namlusuna koydu oysa
Gerdanı saniyelerle boşalan kavganın
İçinden çıkarak mermisi
Tutkulu bir manzarada buluşturdu
Bu derin sanılan anlamsız yokluğu
Cerahatli meramını ıkın haydi
Arınsın dilin cürümünden şiir
Şeyda ey Şeyda
Durması olmayana dur deme bu iklimde
Bu cümbüş kantarının yok mahkumu
Dişlerinin arasından konuşanın sesi sağır uygarlık
Meyancı ararken derdine sevinç
En evvel akla gelen çaredir
Şeyda ah Şeyda
Hangi muhtırayla söylensen artık