4
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
1192
Okunma
Kadın...
sürgüne eyvah çeken aşık mı sandın beni..!
ben geçmeyen acıların "hayırlara vesile olsunlarından"
geliyorum...
herkes buluşup kimselerle kaçarkan ağır aksak
ben "orasını hiç sorma" deyip boyun bükmelere koşuyorum..!
ne olmuş.. üç kuruşluk inkilablara
bir ömrün en sağır ihtilalini çiğnettiysen
ne olmuş.. beş parmağın beşi de bir başkasının elindeyken
"içim dardı öylesine" deyişine yenilmişsem..!
dilimde onca yalan varken doğru dedim diye suçluyum
parmak uçlarından tutunup gecelere
saçlarından bir nefes daha çekmeden ölmeyeyim dedim sadece
ruhlar geziniyor gurbetimin zindanlarında
dişlerimin sızısına tuz basıyorum..!
geceleri donan dudaklarımı
terkettiğim yatağa gömemem artık
-bil ki titreyen nefesimi kestiğin günleri bile özleyeceksin
narası bana ait feveranı sema da gizli bir kekemelik bildiğin
bir bardak çayın yarısına öylesine ölesim var bugün
yarın kulak diplerine kadar senin olsun.. bugün bugün..!
kıymıkları ters düz parmaklarıma batmış herşeyin
içim hasret dışım üflenmiş sur gibi..!
emanet edip herşeyi bir önce ki zamana
yolumu kaybedip kaybolmaya niyetliyim..!
-edebimi ertelediğim bir an bulup küfür dolusu aklanasım var
utangaç sandığım... sen üzülme.. bir sen yoksun şiirimde..!
bir sen...
yürüdüğüm yollar daha önce yürünmüş
bunu daha önce de demiştim..!
gidene gitme dersen gider derdi gidenler
erken ya da geç zaten kal demedin hiç..!
sureti bende aslı bir hayalde tutulu bu zannedilmişliği
sana ucuz pahalı bırakıyorum.
uyuduğumu sandığın geceleri ölmedikçe unutma.
-bir akşam bir sabah sevmekle olmaz aşk dediğin...
bakışları mühürlemek kirpikleri örtmek gerekir.
üzülme
kimsesiz insanlar gelip geçiçidir ben gibi
biri gelir
öğretir...
İsmail Yılmaz
5.0
100% (8)