6
Yorum
19
Beğeni
5,0
Puan
1919
Okunma

Bir seher vaktiydi
Rüzgar’ın dilinde çığlıklar vardı sessiz
Ve ben çığlıklara astım kendimi
........Bulutlar kan ağlarken bu şehrin üstüne
Yine gözyaşı, yine hüzün
Ay, yarım uykusunda sessiz
Sessizlik ölüm kokuyor çocuksu
Çocuğun payına düşen ölüm
Ölüm dörtnala koşuyor bedenlerde
Bedenler paramparça
Bir seher vaktiydi
Bir vahşinin elinde
Kırmızı akıyordu ölüm
Ölüm dalga dalga yayılıyordu göğe
....Gök gebe çığlıklara
.......Çığlıklar düşmüş yüreklere
.........Yürekler yapışmış toprağa
............Toprak isyan halinde
Artık gölgeler sarıydı
....Zulmün soğuk yüzünde
Bakışları vardı zemheri kokan
Avuçlarıma düşen çığlıklarla
.....Üşüdüm durdum başucunda
Ve ben utandım, utandım
.....İnsanlığımdan utandım
Ve yalnızca gözyaşlarım akmadı
.....Çarmıha gerilmiş gözlerimden
....... Kin, öfke ve insanlığım aktı
Bir seher vaktiydi
Ölüm bir senfoni gibi yağarken
....Çaresizliğim patladı yüzümde
Karanlığa astım umutlarımı o an
Üstüme devrildi duvarlar
Kan ter içinde kaldı düşlerim
Avuçlarımda acı ve keder
Buza çalmış ellerimde bir çocuk
Ellerimde kayıp gidiyor sessiz
Gece dökülürken şafağa
Ben ağlıyorum kaybolan insanlığa
Geride....
Soğumuş gözyaşlarım kalıyor
Yıkılmış kaldırım taşlarında
03.07.2015
5.0
100% (12)