Çirkin ve zarafetten yoksun bazı kadınlar, gerektiği gibi övmesini bildiklerinden, ömür boyunca sevilmişlerdir. andre mauroıs
HakkınSesi
HakkınSesi

'dikdörtgen bir koku'

Yorum

'dikdörtgen bir koku'

( 2 kişi )

2

Yorum

5

Beğeni

5,0

Puan

1634

Okunma

'dikdörtgen bir koku'

'dikdörtgen bir koku'





başkalarını hep gördüm
üzerine basılmadan gidilmemiş izmarit gibi
söndürülmemiş ormanlar bırakmayı

hep orada
susan bir nerede vardır
nasıl olsa erken uyanış planları
aylardan mayıs diyeyim
tarihi önemsiz kılar ayaküstü taksim
iş sonrası görüşelim
iş sonrası alelacele vazgeçelim

uyurlar bu saatlerde, trene çarpıncaya değin kaburgam
memleket diyeyim
gelinliğiyle süslü topraklarında
kirli kaz sürüsü göğe baksın
hanım hanımcık bir sarhoş kız gerilsin
pencere camında üşümüş parmaklarını
tüylerini çekiştiriyor gece
doldurup sahneden
dört işlenmeyen kabilelere sunulur
e, ver es
bir an borcum kaldığını düşündüm yeryüzüne
ses verseler ne olacak, bütün harfler aynı
uykularında hala bir şeylerin hayalleri
gündüzüne küfreden bunları duymasa
geçip şuradan gitse, tarihe yeni bir figür bırakmayacak
ân diyorum, figüran olarak kalacak -yarım bir doğurganlık
ne ve kimin için
iniltim yaprağın kaldırım taşındaki ezilmişliği
belki üstünlük gökte bile değildir
zavallı yıldızlar, açsınız milyonlarca senedir
kurtuluşa geçirir mi diye ellerimi ümit beslediğim atların binicileri
kim bilir şimdi hangi toprağın altında yatıyorlar
demem o ki bağlılık
anlayamayacağın kadar tereddütle inanmayı getiriyor ardınca

onaylanmaya gereksinim duyduğumu söylemedim
insan yine de gençliğine karşılık ne kazanacağını bilmeliydi
peşimizden kovalayacakları önce tazim,
tahrik ve daha sonraları tanzim
ardınca uygarlığı süpüren göz kirpiklerinin günahına yaslanır mezalim
duyun ve tükürün

söndürülmemiş ormanlar biliyorum
ben boşluğunda nereye dokunsam organik bir boşluk
gazabından korkulan metal daha icat olunmadı et yığını insan kadar
bilinmeyen , Allah belasını versin, kendi bedenimde yığıldım
kapıların yerini unuttum
peşlerinde biriktirilmiş ev tutsakları
kendi hücrelerinde alıştırma yaptılar
alıngan rakamlar albenilerini kaybetti duvar neminde
yeşil bir kabartı
bir cam parçası, soğuk mu soğuk ve uzun mu uzun tavan
intihar buradan doğuyor
ah deli yalnızlık, birkaç ölümlü kuşa arkadaşlık ediyor gündüzleri
biraz düşününce enteresan olmaktan çıkıyor
şekilli, dikdörtgene benzer bir dünya senin oluyor
korkuluğu olmayan basamaksız merdivenleri öğreniyorsun
deli olmamak elde değil, sen ağlayınca ne değişecek
kapı önlerinde kedilerin usulca pinekledikleri dükkanları bile özlüyorsa insan
önce et hesabını vermeli

oralardan bir yerde, örneğin vezne dairelerinin önündeki alkolik bir camdan
ispirto bulaşmış kalemlere kadar çok yangın var
on yedinci yüzyıl başağrılarından söz etmeli benimle
yadırganmanın kronolojisi kriminolojik bir vakadır
düşmanı da çok oluyor insan böyle söyleyince
çabuk yaşlanıyorsun , dost aramıyorsun
ellenmiyorsun, eğlenmiyorsun, x şehri y şehrine benzemektedir
iki de bir aynı davaya uzatılan kulak memesinde
ceylan yarası var olmaktadır
kabuk bağlamayı dert etmiyorsun
isimlerini söyleyecek birileri böylelikle hiç doğmamış oluyor
fırsat var ki fi-rengi eskaza her yaştan tutsağın raporuna eklenebiliyor
bir dev henüz yememişse onları

bu takasa değer mi? ağla azcık
mücadele turuncu serserinin siyaha karışmadan önceki hali
insanın ruhunu betimler karanlık ve hala bir kızıl varsa;
azıcık müdahaleyle mücadeleye son verilebilir Tanrı’nın hükümdarlığı netleşene kadar
-siz biraz burada oynayın, tartıyı değiştirin, hile yapın
siz ağlayın ya da gülün,
her zamankinden daha parlak bir yaşamın vakti gelince
insanı sömürenler için ebedi bir karanlık var oluşunu sürdürecek
ayrım yok, ince bir ip, gözükmüyorsa engel yok diye yürüyebilirsin
düşmen için sana tarih verilmemiştir, bunları bilemezsin
çabuk kandırılıyorsun -bahanen için yaşamışsındır
neme gereği var ki artık gereksinimin bile gereksizleşmiştir
işte mayın, yapılamamış kutu, burası bir başka warhol
parmak izine değin patatesle beslenmeye layık kullar
yalnızca başkalarının yanında bir ifade edebilecek rakamlar
hep beraber patlarken şarapnel dedikleri şey
bugün hangi tarihteyiz?
o şarapnel parçasını adlandıralım
evet yavrum, siz hiç savaşamayacak kadar küçüktünüz
biz, kendi kemiklerini şarapnel yapan dostlarla bu yollarda yürüdük

söndürülmemiş yangınlara ait değil miydi o kırmızı tüpler
ya elleriniz delikanlılar, ya sizin çok konuşan ağızlarınız
sizin hamhamcık sandığınız fikirleriniz; buhar mıydılar?
kandırılmış, testislerine kadar boşaltılmış, yivsiz, paslı tırnaklar
çocukluğuna ait lunapark biletleriyle o yüce sıkıntılar
buhar olup mu uçtular?

bu orman, bize ait,
nasıl saygın olurlarsa olsunlar bir gün tanrı vergisini aldığında
tümpereştler için de eller kalkacaktır
her şeyi geçersek, o gün ölüm olmayacaktır
ve girdiğin en tatlı kutu dikdörtgen
toprak kalacaktır






Paylaş:
5 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (2)

5.0

100% (2)

'dikdörtgen bir koku' Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz 'dikdörtgen bir koku' şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
'dikdörtgen bir koku' şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Rampaların Ustası
Rampaların Ustası, @hasan-abi
14.12.2016 09:48:26
Allah adına tanrıcılık oynayanlar çekilsin gitsinler dünyamızdan!
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL