11
Yorum
25
Beğeni
0,0
Puan
1362
Okunma

Çek perdeyi yat,kafesli evlerde ağlayan çocuklar var
henüz köpük köpük gözleri,kanatları takılır bir direğe
uzakta,çok uzakta bir el görünür akşam vakti
parlar yüzü,yarım aydınlatır geceyi
en son dedemi görmüştüm böyle
buruşuk ve ağlamaklı bir yüz
ayak parmaklarının hizası bozmaz birbirini
korkar yere bakarken çocuk,utanır kendinden mermer
su bırakırız taş aralarına
kimsesiz gecelerde demlenir böylece çayımız
o soğuk suyun içinde
uzak,çok uzak bir yerden
şimdi doğacak keşişler
rüzgar öpecek yaprakları güneybatıdan
bunu bizim lambada hissediyorum
odam da,masam da
bazen de selo’nun telefon melodisinde
utanır bir çocuk
daha sevdiğini söylemeden
keser kendini ağaç
durur bulutlar
gülümser bayburtlu zihni
içini dökmeye başlar dostoveyski
tövbe eder nazım
bizim emrah bırakır cimriliği
bir deniz altı
tutar nefesini tüm çocuklar için
dünya durabiliyor ben farketmeden
sen çek perdeni hemen
bak artık onların sırası
şimdi de o ulu ağaçtan çıkacak
bizim tabutun son tahtası.
’Kasım