3
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1493
Okunma

“-Çaltılı Memet
sırtında taşırdı halı ipini
Tıkırdakların tavanı ardiyesi
tezgah, drezi, model, halı ipi
temin ederek
bir-kaç kişiyi
kendi işinin patronu yaptı
ondan sonra da oğulları,
bir hayli
mavı bi skodayla geldi-gitti”
..
“-Tokmacıklı Halıcı Mustafa
baktı olmayacak,
köye yerleşti
halı dokutanlardan
daha pek çok kişi
bu köyden geldi-geçti”.
derken
bir-kaç ticari girişimden sonra
Macar Apdıllası
bu defa da halı atölyesi açtı
damın altına bir-kaç halı tezgahı
halı işçisi kızları-kadınları topladı,
hemen her akşam Aşa Gelin,
sırtına ebiştirir güçcük kızı Haçça’yı
"-aba etişecek bi halı varıdın daa
ha bi sizin gızı
yarın halıya yollayvırın yaa!"
diye çelen arkalarından yalvarırdı
üstelik köpeklerden korkardı."
ister radyodan, ister piyeslerden
duydukları her türküyü halıcı kızlar
daha ertesi gün dillerine dolarlar
kimi uydurur anlamadığı bölümleri,
kimi alınyazısını anlatır türküde,
ağıta benzetir
kimi uzun hava,
kimi oyun havası,
kimisi mani
zaman olur hep birlikte söylenir
“ben bir fırın yaptırdım
doldurdum ekmekleri
gel beraber yiyelim
yaptırdım börekleri
evreşe yolları dar, daaar
bana bakma benim yarim var”
--
“bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır
bu gün posta günü cabın sıkılır
ellerin mektubu gelmiş okunur
benim yüreğime hançer sokulur”
--
“pınar başııı ben olayım vay vayy
bulanırsam bulanayım
verin bana sevdiğimi vay vay..
dilenirsem dileneyim”
..
“kızılcıklar oldu mu,
selelere doldu mu hey!
gönderdiğim çoraplar
ayağına oldu mu?
mendili eline,
mendil verdim geline,
kara kına yollamış
yar benim ellerime...”
“-Aşa Ğelin
onca işin arasında ihmal etmezdi odayı
dışardan gelenler gibi;
Gaz Amat da odada kalırdı."
Kökeliymiş• Gaz Ahmet,
her evde emeği vardı
güya Aşşa Mellede yaşardı
ağzının sağ yanında sönmüş cıgarası,
gözlerini kısarak,
çerçevede, duvarda terazi alırdı.
Yakup Hoca yıllarca köyde kaldı
Cura austın marka kamyonuyla
köylüyü pazara taşırdı
Sıhhiye İbirem
kapı arkasına bir çentik koyar,
hafleri yanlamasına sıkıştırırdı
sanki bir kelime halinde
“-ölenin-doğanın var mı nine”?
diye sorardı
ne dediği anlaşılmazdı..
Berber Kemal
artık hal içinde dondurmacı
Kuru Mehmet eski garajda çaycı,
Ayıplarlı Kemal Berber
oldu bitti keldi de,
acaba kaşları varmıydı
ama
oldu-bitti kirli sakallıydı
köpük sabunu, fırçası,
yarısı kesik traş leğeni
etrafa köpük saçar,
ustura keserse, kan taşı hazır
olmadı pamuk yapıştırır
dişi ağrıyanın dişi
bir kerpetenle alınır
usturasını kayışla bilerdi
ayda bir çocukları
alabulus tıraş ederdi
Gökgözlü nalbant
ayaklarından “üç ayak”lı
bir kazığa bağlar
ipleri kasıp, öküzü iterek yıkar,
L keskisiyle çekerek tırnağını keser,
dört kenarlı çivilerle nallar
fazlalığı kesip çekiçle düzenler
atların, eşeklerin çiftesini hak eder...
Kalaycı Necatinin,
Kara Kadirin kumda dansı
ve illallah ettirir basmacı Kara Ramazanların hak toplaması
bilemezsin insanalar
bunlardan bu kadar ne alırlardı
ya da işin içinde
“-başka bir hesap var” dı?
“deviz şu fiyet”
“buğday bahardakinin yarısı”
“ah bu mezburiyet”
Çalı / 1873
Resim: Dondurmacı Kemal (Gündoğan)
5.0
100% (7)