3
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1518
Okunma

bu insanlardan, söylememiştim sanırım
bu insanlardan biraz daha akıllı geçinenleri
yaratmıştı tanrıları
can sıkıntısı dedikleri şey o olsa gerek
toprak neylerine yetmemişse
elimi attıkça kırılacak taşlardan ve kağıtlardan
onlar kalsın
bir ara hatırlayamadıklarıma sayıp da dua etmeyi öğrendim
orada hep aynı şey
bana kitaplardan yükselen itiraza kadar bildiğini söyleme
hani film de film çekmek
ekmek yerken ekmek yemek
su içerken su içmek
severken de sevmek gibi
giderken de gitmek
.
acil de açıyla acı çektiğim gün
hızlı bir hastabakıcının düğmesi önüme düşmüştü
kırmızı pijamalı hemşire elini ağzına götürdü
tırnağını ısırdı
.
bana göre olmayan hayatlardan bildim de seçtim
şu divandaki isin içinde soyunmayı
sabah olunca geceyi tekrar giyinmeyi
.
hatırladıklarım faydalı şeyler
örneğin evde turşu tuttum bir kez
üzüm kuruttum
soyayla tezgahta adını yazdım
annem kirletti masada kalan naneyi
yedim
.
bahçede duran bisikleti çaldılar
hırsız tanıdıktı
ses etmedim
.
kapı zilini çaldılar
ısrar edip, çaldılar
pencereden aşağı tükürdüm
faturayı kesmeden gittiler
.
ekmek almadım yine
aç kalmadım
su içtim
hiçbir yerde kalmayacakmış gibi içtim
kurumuştum
.
geçtim
şehirlerden, aynı yollardan
durmadan geçip gittim
bir gölge gibi ezip geçti hatıralar hızla
kanımı güneşe sundular
.
beklenen gün dedikleri
beklenmemeliymiş oysa
bir çeşme buldum yol üzerinde
eğlendim bir süre
sprey boyalarla aşkını yazanları bekçi kovalasın
sahi, bekçilikte bitti
bunca yeşillik
şunca deniz, kirlendik adam boyu
bir de ben işte, bir de ben ardına imkansızlık
imsak vakti gözlerimle görüyorum
virane bir kiliseye uzaktan bakıyorum
taşları kaç asırlık
peşime takılan kedilerle konuşuyorum
bir ara anlatır gibi olurum, korkarım
en yaşlısına
yakın zamanda kaybettiğim güvercini sorarım
tanımaz, buralarda hayvanlık öldü, oynaşmak kafi
sen çeşmeyi çağır
ben yaprak düşüreyim, sevaptır
bir sigara sarayım, taşlara basayım, dilimi ıslatayım
sıkılayım,söyleneyim, dalgalar yıkanmamış yüzüme küfretsin
sen balıklara uzat ellerini
taşlar yerinde kalsın
çeşmenin suyu akmasa da olur
hiçbir yer de kalmamış sevda
ben geçip gideyim
tutkal gibi yapışsın hava ciğerlerime
bir sese takılayım, perde arkası kulağımda çingene
mavi bir hap atsın kurumuş ağzıma
tam orada sen çıka bit, çıka git, çıka yit
olmuyor da yazınca
unuturum, bilirsin
.
konuşmaktan da
hayır, hayır yaşamaktan da sıkılırım
yanımda durma,
giderim, nasıl gittiğimi bilemezsin
5.0
100% (6)