3
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
1497
Okunma

geceleri tedirgindir buralar
gündüz aynı dil konuşulur
kaçak çayı
erzurum şekeri
dağların ardı asi adamlar
ardlarında tüfeng
el ayak çekilince inerler
nemrut alıştırmış şehri kurşun sesine
sonra salt sessizliğe...
sapor suyuna değer gölgem.
akıntıda taşlara tutunmuş naylon parçaları,
tüketime bağımlı bir köy gibi kirli geçmişim.
kıl çadırlardan,
şehirlere
akın eden adamlar
şapkalarının içinde
kara
iri pireler.
tütün sarısı parmaklar
keskin bakışlar
salt gerçek
poz değil...
kahvelerde vakit
ağır ağır ilerlemekte.
Wan gölüne eğreti durur şehrin modernleşme çabası
Lirik bir şeyler arıyor gözlerim
bir adam heybesi
belki bir Ahmet Arif şiiri,
anımsatan
rêçek geriyam Ji bo eviné
wan caxé beré
Ah tamara,
ansiklopediler yalan diyor bu aşka.
fırtınalı bir geceydi, boğulduk,
ölümü tatmasak,
gölün katran karası suları
destan olur muydu öykümüze?
Rēwâ düzünde
çok acı birikmiş
’ölüm,
farz olmuş’!
daha ne anlatayım...
zulüm ebedi değil,
hakkım sorulur,
sorulur da,
bir mezarım olursa Hanna?
durulursa bu öfke,
bu kirli iş,
çıkıp gel...
5.0
100% (13)