5
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
2857
Okunma

- || Meğerse boşa değilmiş bütün kırgınlıklar.
Meğerse bende olamamışsın.
Hep bir tarafından üşümeye mecburmuş kuşlar ve mavi sana hiç yakışmazmış.
Ah be!
Benim değilmişsin ki sen.
Benim olsan içim acımazmış… || -
Geceleri karanlığa üşüyen dudaklarımdan
Ve sabahlara çıkmayan gözlerimden geçirirdim en yaralı cinnetleri.
Cehennem kesiği parmak uçlarımdan ve ölülerin dişlerinden sayıklardım sensizliği.
Üşüyünce - ağlayınca aynı bakarmış insanın gözleri.
Ve ben olmayışlarının topraklarında yok gibi, kıyısız / ahvalsiz ölü gibi...
Beni kelimelerinin dar yalarında ve gurbetinin cinayetlerinden tanıma.
Bilmezler en çok sarmaşık ruhların üzerinde gezindiğimi.
Adını sen koy (!)
Bu şeytan kokan harflerin izlerini.
Gayrı ben yazamaz oldum artık hiç bir şeyi.
Aklıma gelmişken bir de en çok sen gel geceleri,
Gerçi buralar hiç tekin değil.
Belki bilenler vardır
Yanı başımda nelerden geçip, nerelerden düşemediğimi
Ondandır bu can yarası kalkamayışlarım.
Ve ondandır mevsimin yatağımı terk edişleri.
Aynı yastığın kaderi değil,
Saç uçlarımız ve aynı bardağın boş bakan tarafı değil gibi.
Gülünce yanağına düşen kıyamet ve sustuğunda içinde ki uçurumdan it beni.
Ölmek falan değil de bana dokunuşların, çıldırtır bedenimi.
Kaç defa soyunuk gezinmeli ruhum beynimin köşelerinde
Tavana bakan gözlerin, beni arayan ellerinden tanıdım kendimden kaybedişleri.
Bilmediğin çok şey var hatırımda.
İçimde ki cenazeyi kaldırmadan diyorum
Toprağın boşluklarında ısıt avuç içimi.
Bilirsin ben en çok parmak uçlarında ö l m e y i severim...
Zên. //OnÜçAğustos2016
5.0
100% (21)