18
Yorum
46
Beğeni
5,0
Puan
3255
Okunma


Bende bilirdim, susup susup küfretmeyi ama edebim buna izin vermedi.
Bilirdim korkusuzca isyan etmeyi ama ALLAH buna müsaade etmedi.
Bilirdim kırmayı, dökmeyi, bağırmayı, öfkelenmeyi, kusur aramayı ama aynalar buna engel çıktı.
Ve sonra adım ata ata öğrendim koşmayı
İçim acıya acıya kahkaha atmayı.
Çünkü bunu istedi insanlar
-Hissettiğin gibi değil, görmek istediğimiz gibi yaşa.
Öyle yaptım, belki de birçoğumuz böyle yaptı.
Selam olsun!
Sevgili…
Ân
Kurudu mu dersin perhizinde gözyaşı?
Bu kaçıncı uykusuzluğuydu ölümün(?)
İçimde boğuştuğum geceler kadar,
Sabahlara uzanırdı gözlerim.
Sonra parmak uçlarıma doğru sızlardı bir acı
Ve üşürdü ellerim.
Sokak lambalarının altında kalmışlıklarımızı
Hatırladın mı?
Sahi ân
Kaç g e c e
Kaç g ü n
Cebelleşmiştik seninle ölümle(?)
Ân
Anlat onlara.
Bir mültecinin boynunun büküklüğünü
A n n e s i z l i ğ i n i
Çaresizliğini
Geceleri kaç defa hıçkırarak dalıp gittiğini
Uykuya dalan gözlerinin, kaldırım boşluklarında kalmışlıklarını
Ve sonra tek bir damla gözyaşının ciğerlerini titrettiğini
Anlat!
A n l a t ki
Dağınık kalmasın çiçekler ardında
Gece küsmesin karanlığa.
Sahi
Tarifi neydi bu yoğuruluşumuzun
Hani toprak kokacaktı ellerim
Üşüdükten sonra.
Söylesene an
Kaç ninniyle uyutulmalı gece
Böyle ağlaya ağlaya…
Ağlayanlara da, ağlatanlara da selam olsun!
Zên. //OnEkim2018
5.0
96% (22)
4.0
4% (1)