6
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
857
Okunma
Çocuk elinde çiçekle geçti
yüzünde sokağa karşı hiç bitmeyen bir gülümseme
bakışlarında alabildiğine korku hakim
babası hiç ölmeyecekmiş gibi yürüdü
yabana atıyorsun anneni
çiçekleri bir adımda kaldırıp
bir adımda indirerek
belki secde etmek bu kadar rızasız oldu ilk defa
çocukken dayak da mı yemedin hiç cami hocasından
koparıyorsun çiçekleri
koparma
dayandığım dalından
hava aydınlık daha
çocuğun biri hızlı yürüyor
yaşı daha 18
belki hala bakir
abdestsiz çiçekleri yıkamadan götürüyor
geceye bu kadar çıplak dahil olmak
gündüzden doğacak üryanlığın eseri
tahmin etmeliydim
saçlarından önce
ellerinin kesildiğini
öyle tutulmaz çiçek
bırak şimdi onu
dünya ısınıyor,bak
ayaklarının değdiği yere
gözlerin kahverengi çocuk
kırmızı geçmez öyle içine
sana mavi bir denizde yakışmaz
annenin kesik memelerinden tutunmak ise
imkansız artık hayata
belki öksürünce kan tutar seni
sıcak olur içre yerlerin
elini tutmuş sayılır yarım asır sevdiğin
aklına yarım gün yemek gelmez
belki yaşamayı bile unutursun belli bir saat
çocuk öldürüyorsun bütün çiçekleri
zorla kaldıramazsın secdeye
hadi keselim ellerimizi
ellerinde yaşatıyorsun çiçekleri de.
ağustosikibinonaltı’