7
Yorum
23
Beğeni
0,0
Puan
796
Okunma
Kapalı bir dükkanın hüznünü hiç kimse veremez
eylül aylarında daha çok tüccar yarık bırakır
şehirlerin içinden akar,sıcak bir kan
arabaların tekerleklerini yalar üstüne basa basa
çocuklar eridiğini zanneder güllerin
bir kilit hüznü yaşanıyor gözlerimde
oysa akan bir şehrin gözlerine çekilen sürmesiydi
onca gözlerin içinde
ayinlerin ışıltısında güneşi bahardan koparıp sürme üstüme
bu patikaların patikleri babaannesi tarafından örülmüş
çık çık ısınıyor ayakların
tırmanmayla ulaşılmıyor sana
beni sevmiyorsun haftanın birkaç günü biliyorum
ayaklarını hala sıcak buluyorum
seni görünce kalbimde hızlı atacak buna eminim
birileri bazıları olmaya başlar geç olmadan
üstümdeki parkayla kalakalırım
yerde kalan suya yaklaşıp
parmak uçlarımı deydirip köprü olurum
kendimle arama
bu bir risale değil
belki osmanlıca yazılmış aşk mektubu
nerede görürsen üç kere alnına basarsın
sonra bir kadın iki adam arkasında kalır
gözleri bozkırda akan suya döner
boşa sallanıyor elleri
kadının omuzları yükseliyor
korkuyu gözlerinde seçiyorsun
bir çocuk en üst kattan cam vazoyu fırlatıyor
kum oluyor düşmeden yere
süryani yaşıyorsun
bazı müslümanlardan daha misafirperver
kapalı bir dükkanın hüznünü yansıtır gözlerin
sen bana oradan bir süryani şarabı ver.
temmuzikibinonaltı’