En çokta hasret biriktirdim
Öyle gitmelerin, ayrılıkların filan da değil
Hiç nail olunmamış koca ağızlı hasretler
Hadi desem;
Ay zemheri, gök kara
Bende mecal yok

Hani desem;
Kulak sağır olmuş
Dil küfre doymuş

Bu kaçıncı yolculuk
Oturdum saydım bir bir
İnsan tüm ömrünü yolculuklara adasa
Gitmedikleri galebe gelir gittiklerine
Ha bir kez gitmişsin
Ha bin kez

Korkuyorum;
Öyle suya inen ceylan tedirginliği filan değil
Bir dosta erketede
Titrek, pis
Benden öncekinin diş izleri kalmış
Bir memeyi okşar gibi korkuyorum
Böylesi makbul değilmiş
Öyle dediler
Deliymişim ben

Dik başlı
Detone
Çelimsiz bir çığlık
Kulaklarımda ki baruta ateş oluyor
Ne biriktirdiysem infilak ediyor

Annemin seslenişleri
Geç kalışlarımda ki baba kızgınlıkları
Sevda türküleri
Kuş sesleri
Ases düdükleri

Duyduğum ne varsa
Bu çelimsiz çığlıkla
Tutuşuyor
Ve kanıyor kan bile
Kanayan kelimeler yığınına dönüyor zihnim

En kanayan kelime
Zihnimin en ağır yanı;
İnsan
Bilirsin korkar delirmekten
Bilirsin tutulan eller
Temizlemez eldeki kanı
Ve bende bilirim
Korkmadığın gün gelecek, tanrıdan
Ki o gün gelince
Yıkacaksın, harcını kardığın duvarları
Acemi,
Şapşal,
Ve delice

Yılların susuzluğunu giderir gibi
Kana kana
Yıkacaksın

Unutma!
Yok edemediğin şey var değildir

Anne;
Ellerinde berraklığı olmalı bulutların
Bu kadar nasırı kim koydu
Gözlerinde ışığı olmalı yarının
Bu çirkef karanlığı kim koydu

Devam Edecek
Murat Aktaş