Ne diyordu
Sigara dumanına bezenmiş duvar

Unut;
Ekmeği
Aşkı
Kavgayı

Unut;
Sevdiğin türküleri
İnsanları
Ve şehirleri
Yeniden öğren
Tadarak
Dokunarak
Yaşayarak

Şapşal
Acemi
Cahil cesaretli
Öylece çırılçıplak
Soyun üzerindeki zırhını

Biriktirdiğimiz acıların toplamına
Ömür diyorlar

Yer çekimi kanununu
Unut
Felsefeyi
Kendini
Ve suyu
Unut
Tek hatırladığın
Hiçbir şey hatırlamadığın olmalı

Unutma;
Unuttuğun kadar ölümsüzsün

Kan temizleyecek
Ellerindeki kanı
Metin abi uçurum bekliyor senden
“Kırmak için kristalini hayatın ve şiirin.”
Kaderdaşların için
Uçurumlar kur
“Yeterince dik ve derin.”
Kana karış
Kan akıt
Rakiplerden biri ölmeden
Olmaz barış

Sehersaçlım;
Soluğum üşüyor
Nerede sıcaklığın

Soluğum;
Tütün kokulu
Biçare
Harap
Yorgun

Soluğum;
Mülteci sende
Soluğum titreyecek önce
Ve sen yine düşeceksin
Dudaklarım arasından

Ve zemheri
Ve arsız güneş
Ve körleşen yalnızlık
Kötü sıfatlar yükleyeceğim her şeye
(yokluğunda)
Ve yine cezalandıracağım kendimi
Dilimin kanayan yanı
Adının değdiği yerdir

Adın o kadar beyaz
O kadar beyaz ki
Gizleyemiyorum
Tekrarlayıp duruyorum
(şaşkınca)


Gözlerinde postacı telaşı
Korkuyorum bakmaya
Ya acı haberse mektuptaki...

Devam Edecek
Murat Aktaş