0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1030
Okunma
Tamamı tek bir şiirden oluşan Gerçek Düşün Piçidir kitabımın kırkbirinci sayfası
Çocukluğumun nar ağaçları sindi
Gök pürdikkat kesildi
Şehir sustu
Çingeneler at arabalarını bağladı
Ve tarih;
Ağlayışıyla affedilen afacan
Bir çocuk oldu
Takvim yapraklarında.
Dünün suçu unutuldu
Ve aşk,
Ölümsüz fakat yaralı bir savaşçı
Meşkin karşısında
Ve her pes değişinde aşık
Aşkın yaralarına tuz basılmakta
Sokak lambaları söndü
Kaldırımlar kıyamda
Gök;
Sinmiş
Kıskançlıklar içinde
Harabe duvarlarda bir telaş
Şehir sustu
Sen yürüyorsun bu kentin içinde
Deniz çıldırasıya kıyıları dövmekte
Dalgalar düşmüş seher saçlarının peşine
Ki her damlasında ben vardım
Bu şehir;
Elma kokuları arasında
Utangaç
Kelebek masumluğuyla dört dağ arasına
Sığınmış
Kaç cellâda kafa tutmuş
Kaç cenkte yaralanmış
Küçük bir Çingeneye anlatırken duymuştum
Ve Çingenenin avuçlarına aktıydı gözyaşları kentimin
İşte o an
Karardı avuçları Çingenenin
Bense;
Tüm sabırsızlığımla
Adımlıyordum kaldırımları
Şehir kederli
Ben kederli
Issız;
Bir sokakta
Dilsiz;
Bir leylak karşıladı beni
Göğün solgun bir maviliği vardı
Perşembe pazarında
Atılmış sebzeleri andıran
Ve durmaksızın kanıyordu
Şehrimin üstüne.
Bulutlar
Umut hırsızı kesilmişti
Sokak çocuklarının başına
Dilsiz bir leylak anlattıydı bunu bana
Dal kurumuş
Aşk susamıştı
Dilsiz bir leylak anlattıydı
Soluksuzca
İlk kez pürdikkat kesilmiştim
Bir leylağın gözlerine
Şöyle buyurduydu leylak;
Dağlarımıza kan damladı artık
Her yudumda içtiğimiz kendi kanımız
Her kusmukta tükürülen biz
Nasıl olsa çalmayacak mı ölüm kapımızı
Güneşi özledim güneşe koşun artık
Şehir kederli
Ben kederli
Leylak kederliydi bu akşam
Devam Edecek
Murat Aktaş
5.0
100% (1)