Daha bağrımı açmadan
Sol yanımdan bir rüzgar esti Geçti
Geçer dediler gülerek
Uykulara gölgeler karıştı Sabaha Gam düştü hep Nur yerine
Geçti işte yıkarak yorarak geçti
Hani biraz izi hani biraz lekesi ve hecesi kaldı da
Geçti işte
Geçti işte yangın talan bir isyanın külleri yüzüme dökülerek geçti
Her ay ışığı odamın camına vurdu da
Bir türlü örtemedi yüzümün çizgilerini
Geçti işte
Tel Tel saçlarımın arasına
Bembeyaz acı hikayelerini yaza yaza geçti onu her hatırladığımda




Dalına tutunan bir yaprak gibiydim avuçlarında
Tam’da ayrılıkların mevsiminde
Bir sarı Sonbahar sabahın da geçti işte
Benmi geç kalıştım sana, yoksa senmi çok erken gittin
Bir bir Aşk’ın kapısında sana döküldüğümde
Geçti işte
Bir şiir akşamında cümlelerime sürtünerek geçti
Kanayan yanlarımı her gün bir takvim arasına yazarken
Ölümüne sustu zaman o geçerken
Geçti işte


Geçerken
Yıldızlar dile geldi yalvarırcasına
Yollarına ayaklarına serildi adını sustuğumda başın göğe ererken
Geçti işte ters yüz etti de geçti dünyamı geçti işte
Yalnızlığın ve efkarımın dibine vurdu da geçti
Her hüznümde
Kan revan bir kırmızı isyanda
Şehrin ışıkları sen geçerken yanmaktan vaz geçti
Tesadüf zamanların delhizlerinde
Beni bir başıma bırakıp ta geçti
Kırlar da sarı papatyalar soldu birden
Kırlangıçların kanatları kirlendi Aşk’ın yurdunda
Akan sular yolunu şaşırdı gözlerimde
Geçti işte nehirler taştı da geçti



Geçti işte
Sofralarımda soğuk bir bardak çayı
Boğazıma iki lokmayı dize dize geçti
Adımın sonuna ayrılığı yakıştırarak geçti
Geçti işte Aşk’ı Acı ile takas ederek geçti
Geçti işte yararak, yorarak, yıkarak geçti, geçti işte



Ayhan’ca Cümleler
AYHAN AKDENİZ