14
Yorum
39
Beğeni
5,0
Puan
1683
Okunma

Sureti kayıp tezahürlerde satılmış masal kahramanları
Ve hicap duyulası varlıkların tekelinde
Anlık rötuşlarla peyda olan düş mağdurları.
Yenik onca tahayyül;
Nasıl da sabırsız atlas yorganların sıcağı kadar yeknesak
Ve soluduğum zehirden arda kalan en acımasız
Yitiş belli ki dış mihraklar yontarken dipsiz gölgeleri
Sancıları ayyuka çıkan doğum öncesi bir izlekte
Vuku bulan yeni yetme bir sükûnet.
Belli ki bedeli ödenecek,
Belli ki sona ermeyecek.
Sus payı sakıncalı ne çok söylem,
Adı kayıp kendi kayıp kıtaların
Karınca kararınca ahvali, sükûtu yâd eden bir ömür güncesi:
Kâfir ve düşkün ne çok sakınca,
Ne çok aşkı yadsıyan sanrı yüklü hezeyanlar kadar
Devrik suretlerden yansıyan
Hicap yüklü bekleyişler peyda olurken,
Gönül teknesinde süzülen yetim düşlerden arda kalan.
Zaman ki zamansızlığın tecellisinde,
Naif bir teselli hatta düş bozgunu bir rehavetten
Arda kalan gölgeli bir sağanak:
Çeperinde bozguna uğramanın maliyeti
Yine o ölü güncede,
Bin bir hezeyan yüklü seferberliği
En kısık sesli mecra.
Elimde kasveti yalnızlığın,
Yalnızlıktan öte bin bir eda yüklü
Bir kıblede ölü düşlerin doğurgan ve buyurgan
Tınısı.
Yetmezmiş gibi,
Devre arası yolculuğum,
Günden geceye seken bir çiftetelli,
Boş boğazlığı yumruk büyüklüğünde
Nasıl bir külfetse,
Başıbozuk bir pergelin izdüşümü
Yine sürüsüne bereket bir imin tekelinde
Savurduğum en savruk nida:
Duyulmazın ötesinde,
Görmez gözlerle karşılaşmak kadar akla zarar
Sezilerin deviniminde yitip gitmekten beter
Kayıplara okuduğum onca duada
Duyulmaz mı sanırsın iç sesim?
Hem de nasıl, dercesine,
Kudretini bağışlayan bir gölgede kaybolmuşluğum;
Gözden düşen üç beş yaşa bakmadan,
Gözden düşe düşe
Sefil bir beşerin himayesinde
Yine o mağdur hikâyem…
Ne mi kaldı sona,
Bencileyin düşmüşken yolum,
Yoldan çıkmadan evvel son durak:
Kisvesi belli ki örtülü yalnızlığımdan
Arda kalan son katresi
Gönül baz sevinçlerimden çaldırdığım
Tek hece ve o sefil, berduş cübbesi
Üstüme geçirdiğim aşk kafilesi tümcelerin
Devrik rotası.
Yine kapıp koyuverdiğim en yaş’lı isyanım,
Süzgün nidalarla süslediğim
Batıl hatıratı dünsüz yarınlarımı
Çaldırmazdan çok önce…
Hangisi ise rağbet ettiğim gönülsüz kucak,
Fazlasıyla sığ olsa da içine düştüğüm çukur
Yine de nazenin bir dokunuş,
Nasıl da elem yüklü;
Fazlasıyla sağdık bir hüküm bir o kadar biteviye
Payıma düşen.
Tufanlardayım ve kayıplarda,
Sonu revnak bir günce işte;
Hele ki kayda geçirdiğim onca sıra dışı imge:
Belli işte yitip gitti isyan pazarında
Varsıl bir aşka bel bağlayıp,
Sağdıcı melekleri bile hüzne boğan.
Artık bir sayıyım fazlasıyla sonsuz,
Asil bir harfim belki de;
Aşk iken mağdur ve özleme delalet.
Kaçıncı seyrinde olsam da yüreğin
Tutanaklara sığdıramadığım
En mağdur öngörü iken
El aman, demek nasıl da hicreti gönlün,
Kavuşmadan gün geceye…
5.0
100% (32)