2
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1120
Okunma
Gündüzü olmadan
Bir sabah daha geceden gelir
Elim değişir
Taşların ilk ustasına kadar
İbrahim mendilinde taşır şükrünü
tövbe kapısına beyaz
kapımda beni bekleyen günah
binlerce yıldır çürümüş ağzıma ulaşır
senin damağında kalır rahmet
Balkanlar’da kılınan ilk namazı hatırla
Rumeli’ne ulaşan akıncı inançlı bir insan
Kulağında biraz küpe
Bana da ibret ola
gözüm dikiliyor
aç rüzgarı göğsüne
beyaz yataklar ulaşır
sözü söz olan peygamber dirilmesi an
bir heybetli şarkı beslediğini anladığında
ellerin yüzüne serilir
Bana da acı
Acımak ne insani bir acı
bibırak muhalif kalsın yorgan
kelimeler yarendir azı bilene
başladığında her yangın
okuduğundan azıyla anlarsın
her an karanlık olabilir gözlerine
yüce giysiler senin dikkatinde
ne kadar yıl yüreğin
ağlamak gelir de kan giyinir coğrafyası kucağın
yakışmıyor bu kadar kırmızı
susamış dudaklarına
boylu poslu bir neşe sarılıyor
sen hafif
artık kıvır saçlarını
omzunun amazonları deli bir kahve tüccarı olunca
ekmeğe giderim sebepsiz
eskimeyen merhametin gerçektir
aklımı bir bıçak alır gözlerin
Bak hele ne kabayım da
Yetişip kirazları yalıyorum
sağlamlık geçiyor
çölde imanlı bir deve kurtarır bedeviyi
düşsem eteğinden kaldırma
eteğinde ne bulduğumu bilsem
ancak görünür dalgın hakikat
yer yer yaralar
üzeri şişer gözlerine merhamet dağılır
ancak beni su üzerinde yürüyen nilüferden sorabilirsin
döşemelerin kiri de kurtarmaz
bırak öyle kalayım
karanlıktan uzaklaşmaya
ne kadar sonra yol alınır
bir nebze Hayy serpilen aklım
saçlarından çıkıp gidiyor çocuklara
üç tekerlekli bir an düşüyor
babası kahveden gelinceye kadar televizyonda bir Amerikan filmi
tutup yunusları sevmeye benzer
senin ellerinle kapatmak düğmeyi
bacağından çıkarıncaya kadar bıçağı
sevgili dostum Selçuklu, avuçları toprak kokan adama
bir bilsen ne çok sevdim ben de insanları
olmadık yalnızlığımda yok olsalar da
bir an da seni düşündüm
ancak göründü gözlerin
ancak uçtu bir kuş kafesinden
o kitap, ancak dağıldı canevinden
üzüme çıkmayan ayete üzüldüğümüz
incir tanesi sevinçlerin de
zeytin doğuran hazirana kaldık
hep bir baharın ortasında kaldı yaşamak
Ve bilmeyeceksin hiç, yanarım deli
ona hani
5.0
100% (5)