6
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
1019
Okunma
Ne zaman sorsam sana, hep masum hep haklısın.
Çözemedim nesin sen, sahi kaç ayaklısın?
Sözlerin kıskandırır inan ki engereği,
Dilin dilimlenmeli, düşünülsün gereği.
Saymadım, sayamadım yetişilmez hızına,
Bardak taştı sonunda sarktın komşu kızına!
Boğazına dizilsin ıspanaklı börekler,
Cehennem kapısında zebani seni bekler.
Yüz verdikçe doymadın hani dedin astarı,
Yük mü oldu boynuna kalbimin anahtarı?
Annem demişti zaten gönül verme yanarsın,
Ağlar durur adımı dertli dertli anarsın.
Tükendi tükenecek kalemin mürekkebi,
Hazırlıksız sınava çağırır aşk mektebi.
Beddua etmiyorum zarardan döndüm, kârdır
Kimlere parselledin, kalbin kaç bin dekardır?
Nerden girdim bilmem ki uğursuz menziline?
Giderken basma sakın eteğimin ziline!
Ne yani oturup da kara mı bağlayayım,
Saç baş yolup peşinden sana mı ağlayayım?
Bütün yollar senindir özgürsün hadi buyur,
İster davul çal kutla, ister zurnayla duyur!
Hayat devam ediyor uzun lafın kısası,
Hükmünü yitirmiştir ‘’yâr çekimi’’ yasası.
Masal bitti ya gökten şimdi üç elma düşer,
Elbette ki Allah’tan gelir hayır ve de şer…
Yangınları söndürür, gölü kurutur gurur.
Kaldırıp da balyozu haydi gururuna vur!
Gidene dur denmiyor bizdeki kural da bu,
Kutsanmıştın aşkımla yıkıldı artık tabu.
Kaybeden kim bu aşkta, kazanan hangi taraf?
İndirilsin duvardan neşe saçan fotoğraf.
Hicran Aydın Akçakaya