1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1322
Okunma

akşam üzerleri;
babası pazara gitmiş,
pazar kamyonunu bekleyen
çocuklar gibi
Musallada, Köy Altında, Orta Tepede
köycek keçi-koyun sürüleri beklenirdi.
nemli akşam rüzgarları
pembeleştirir yanaklarımızı
buyardık
bıyıkları buzlu büyüklerimize sokularak,
ellerimizi; avuçlarında ısıtırdık
avuçlarındaki ellerimize “hohh”larlardı
ellerini sıkı sıkı tutarak atlatırdık
sürü köpeği korkularımızı,
yalnızsak; afakanlar basardı
sil-baştan okurduk
bildiğimiz bütün duaları
sürüler gelir,
başlarında,
eli deynekli
omzu kepenekli
yorgun ıslıklı çobanlar,
çamur deryası yolları
keçi koyun izlerine bularlar
sahibini tanır,
evinin yolunu bilir
sürüsünden ayrılır üçer-beşer
keçiler-koyunlar.
önümüzdeki üç-beş keçi
beş on koyunla
evlerimizin yolunu tutardık,
tekrar-tekrar
mallarımızı sayardık
yavrusuna meleyerek,
beğirerek koşuşturan
davarların peşisıra
koşardık
çoban kendi evine
davarlar kendi evlerine yollanır
batmalar samanlanır
kapılar iyice kapatılır
emin olmak için tekrar tekrar bakardık
eller bombe
parmaklar iyice açık ve
uçları dokunur birbirlene
“-bu ne”
“-ağıl”
“-herkes evine dağıl!”
sözleşmiçesine dağılırdık..
neden sonra
falan keçi, filan koyun yoksa,
konu-komşuya çobana,
aynı sürüdeki
diğer katınçlara sorulur
her sürüde onca keçi koyunu
en fazla iki-üç kelimeyle tanır
yoksa çobanın gün boyu
gezdiği her yer, o karanlıkta
tersinden taranır köye dönüş yolu,
bazen de oğlağı-kuzusu kucakta
neden sonra, nerede.. nasıl bulunduğunu
sevinçler yaşardık
her birinin bir adı vardı bizim yanımızda
“-bizim” olana, kendimizce
sevimli isimler koyardık
kedi-köpek eniği,
bülüş,
tay,
bücük
sıpa
ilk doğan kuzu-oğlak,
en güzel en güçlü hayvanlar
sakar,
ala,
minik,
cici,
farklı-güzel olanlar
şımarmayı hakeden
ilk oğlanlarındı,
çaresiz saygı duyardık
biz diğerlerini sahiplenir
özel ihtimam gösterir
besler-sulardık
“-tavık gurka basılacağında,
yumurtanın boyanıp holluğa koyulması
..
bülüşler, ferikler düşmesin diye,
tavığın çanağına taş koyulması”,
..
“-sünet düğününde elbiseler,
hısım akrabadan gelen hediye
takılan paraların büyüğü,
ilk oğlanın hakkıydı her zaman neyye?,
“gardaşını kısganmasın deye”
“-agamın sadıcıydım sanki ben de”
“-bana da galısa ayıp mamele”
hoş karşılardık
kazara sofraya ondan önce yanaşmışsam
tatlıya uzanmışsam
bana yeni bir şey alınmışsa
“ebem faktörü” himayesinde
evde harp çıkardı..
bu kozu her zaman elinde tutardı
“-büyüklerimizin adam yerine koyması”
şımartılmış ilk oğlan, agamın
ihmal edilemez, hakkıydı
olmazsa her türlü çamıra yatar
emellerine ulaşırlardı
alıştık.. kanıksadık.. öyle yaşadık
öyle kaldık
DİPNOT
buymak: donarcasına üşümek
afakan: bunaltı, karabasan,kabus
değnek: uzunca sırık, sopa
bulamak/belemek: her tarafına bulaştırmak
belemek: sarmak, sarmalamak (bebek için) kundaklamak
bücük: buzağı, inek yavrusu
Resim
TOROSLARDA KARAÇADIRDA YAŞAMAK
Fotoğraf : Özay ERDEM
5.0
100% (3)