1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1044
Okunma

Gittikçe uzuyor günler,
boyumdan çok.
Ezik bir gül gibi,
çoğalıyor kırmızının harcı.
Boş bakıyor yüzler
bir iğne gibi sivri
Gittikçe derinleşiyor boşluk
arasından ur bakıyor
Dikenli bahçelerde koşar gibi
yüzümdeki bıkmış harç
Elimdeki kağıtlarda açıyor
geçmişin efkarlı yüzleri...
bir yanardağ olduğunu bir poşet dolusu yanılgı
kilitli bir giysi gibi yalnızlık çaresi
tutumsuzluk sayıklarken ayna incitiyor gibi
üstünkörü üstünü örtüp kaçıyorum suçluca
bazı şeyler hiç susmaz ama
ayna içindeki taş parçasına...
babam kendini toprağa astı verimsiz bir toprağa
ölerek o
kovdu güneşi saksıları yaktı ..
hiç ayna yoktu göremedim birşey
tanrı söylediği kadar sevmedide
isketimin çukurlarında olur olmaz vuran bir yansımaydıgerçek
bir küfürün içindeydi geçmiş
zahmetli yanlarımı çiziyordum çalkalem
çok kişilikli bir hayvandır insan
kendinden bile saklanan aynadır gerçek
kalbin durgunluğundanmıdır günyüzünün hüznü
sabırsızlık ne acıdır
imkansızdır,
camdan kemiklerle yürümek. ..
şimdi aynıyız baba
beni dinlemekten başka çaren de kalmadı...
içerlerde kırılırdı ya hani
düşünmeden birşey
şimdi şimdi insafsız senin koynunda
sarılmış boynuna
sarılmış kollarına
sarılmıştım ..
Benim küçük korku dükkanım
satıyorum gene şüpheyi
ve içerde satın alınmış acı sermayesi...
oysa alabora olmuş gemi
ki ben yüzmeyide beceremem
suyun tadında bir arayış ...
bedenimde yaşayan dün
bugünün sesi olur
ıssızdır
üstelik hapistedir
yaptığım tüm uçurtmalar...
bu kadar kolay geçti matem
böyle olmamalıydı yerinden oynamalıydı taşlar
belki kalbim durmalıydı
okuduğum ölüm günleri sarsmadı
ağladıkça bitiyordu yaş...
5.0
100% (7)